Please use this identifier to cite or link to this item:
http://earsiv.odu.edu.tr:8080/xmlui/handle/11489/3716
Title: | Quentin Tarantino Sinemasında Metinlerarasılık |
Other Titles: | Intertextualıty In The Cınema Of Quentin Tarantino |
Authors: | Uğur, Ufuk Şahin, Ali Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 0000-0002-9751-2613. |
Keywords: | Metinlerarasılık, Filmlerarasılık, Göstergelerarasılık, Postmodernizm Intertextualıty, Interfilms, Intersemiotism, Postmodenism |
Issue Date: | 2023 |
Publisher: | Sosyal Bilimler Enstitüsü |
Abstract: | Sinema tarihine bakıldığında kameranın icadıyla Lumiere kardeşler toplumları derinden sarsan
bir gösterimi gerçekleştirmişlerdir. Ancak Lumiere kardeşler, sinematograf cihazıyla sıradan
hayatı, insanların yaşayışını sade bir görüntü dizgisiyle izleyiciye yansıtmıştır. Bu çekilen
görüntüler belge film unsurundan öteye gidememektedir. Aynı dönemde yaşayan George Melies
ise sinematograf ile insanlara farklı anlamlar sunulabileceğini düşünmüştür. Melies ilk hikâyeci
anlatımla ve izleyeni içine çeken, stüdyo içerisinde dekor ve aksesuarları kullanarak filmler
oluşturmuştur. Bu filmlere klasik anlatı diye tabir edilen geleneksel sinemasın başlangıcı
olabilecek filmler olarak bakılmaktadır. Klasik anlatı sineması Melies’in de ortaya çıkardığı gibi
izleyene bir illüzyon sunmaktadır. İzleyen izlediği içerikle kendisini bağdaştırarak, hayatın
sorunlarından bir nevi uzaklaşma ihtiyacını gidermektedir. Geleneksel sayılabilecek filmler
furyası bu dönemde izleyicilerin ilgisinden dolayı artmıştır. Klasik anlatı filmlerinin yozlaşmaya
sebebiyet verdiğini düşünen ve bu filmsel ürünlere karşı modernizm adı altında filmsel içerikler
oluşturan yönetmenler ortaya çıkmıştır. Modernizm, 19.yüzyıl sonrası sanayi devrimin ortaya
çıkardığı teknolojik gelişmelerin olumsuz etkilerini açıklayan ve insanlar üzerindeki kültürel
etkiyi dile getiren bir kavram olarak ortaya çıkmıştır. Modernizm önce kendisini diğer
disiplinlerde (edebiyat, resim, heykel, mimari vb.) gerçekleştirmiştir. Sonraki dönemlerde sinema
alanında da kendisini etkin şekilde var etmiştir. Sinema alanında modernizm kendisini diğer
disiplinlerden aldığı formlarla ve çeşitli sinema akımlarının ortaya çıkmasıyla gerçekleştirmiştir.
Modernizm dönemi sinema, geleneksel sinemanın yapaylığına ve tekdüzeliğine karşı çıkan
filmlerden oluşmaktadır. Filmler genellikle yönetmenlerin duygu ve işleyiş biçime göre sorun
sayılabilecek durumları farklı formlarda yansıtmıştır. Postmodernizm, modernizmin işleyişine
karşı oluşturulmuş bir kavram olarak düşünebilir ancak hem geleneksel sinemadan hem de
modernist sinemadan kendinde parçalar bulur. Postmodernizm çokseslidir, tek bir çizgide
ilerlemeyen bir yapıdır. Postmodernizm döneminde ilk zamanlarda yazınsal alanlardaki alışveriş
için metinlerarasılık okuma yöntemleri kullanılmıştır. Ancak sonraki dönemlerde sinema alanında
görsel ve filmsel alıntıları tanımlamak için de bu yöntemler ve filmlerarasılık kavramı
kullanılmıştır. Metinlerarasılık yöntemi içerisinde bulunan, pastiş parodi, öykünme gibi
kavramlar sinema alanında da kullanılagelmiştir. Postmodernist dönem içerisinde değerlendirilen
yönetmen Quentin Tarantino yaptığı filmleri geçmişten alıntılar, öykünmeler ile oluşturur.
Tarantino’nun filmleri, her dönemden ve yapıdan kendinde izler barındıran çoksesli bir yapıdadır.
Çalışmam bu konu hakkındaki literatürde bilgi eksikliğini gidermek için oluşturulmuştur.
Çalışmam için konu hakkında alakalı kaynak taraması detaylı bir şekilde yapılmıştır. Konuma
dahil ettiğim yönetmenin eserleri örnek görsellerle desteklenmiş ve yönetmenin filmleri
metinlerarasılık okuma yöntemiyle değerlendirilmiştir. When we look at the history of cinema, with the invention of the camera, the Lumiere brothers have realized a demonstration that has deeply shaken societies. However, the Lumiere brothers, with the cinematograph device, reflected ordinary life, people's life to the audience with a simple image string. These captured images cannot go beyond the document film element. George Melies, who lived in the same period, thought that different meanings could be presented to people with the cinematograph. Melies has created films using decor and accessories in the studio, with the first storyteller's narration and drawing the viewer in. These films are considered as films that can be the beginning of traditional cinema, which is called classical narrative. Classical narrative cinema, as revealed by Melies, offers an illusion to the viewer. By reconciling itself with the content watched by the viewer, it relieves the need to get away from the problems of life in some way. The fury of films that can be considered traditional has increased due to the interest of the audience during this period. Directors have emerged who think that classic narrative films cause corruption and create filmic content under the name of modernism against these filmic products. Modernism, 19.it has emerged as a concept that explains the negative effects of technological developments brought about by the industrial revolution after a century and expresses the cultural impact on people. Modernism first established itself in other disciplines (literature, painting, sculpture, architecture, etc.) has been realized. In the following periods, he also established himself effectively in the field of cinema. In the field of cinema, modernism has realized itself with the forms it has taken from other disciplines and with the emergence of various cinema movements. Cinema of the modernism period consists of films that oppose the artificiality and uniformity of traditional cinema. Films have usually reflected situations that can be considered problems in different forms according to the way directors feel and function. Postmodernism can be thought of as a concept created against the functioning of modernism, but it finds parts of itself from both traditional cinema and modernist cinema. Postmodernism is polyphonic, it is a structure that does not proceed along a single line. In the first times during the postmodernism period, intertextual reading methods were used for shopping in literary fields. However, in later periods, these methods and the concept of interrelationship were also used to define visual and filmic quotations in the field of cinema. Concepts such as pastiche parody, emulation, which are included in the method of intertextuality, have also been used in the field of cinema. Director Quentin Tarantino, who is evaluated within the postmodernist period, creates his films with quotes from the past and emulations. Tarantino's films are in a polyphonic structure that contains traces of itself from every period and structure. My study was created to address the lack of information in the literature about this topic. For my study, a search of relevant sources on the subject was carried out in detail. The works of the director that I included in the position were supported by sample visuals, and the director's films were evaluated by the method of reading intertextuality. |
URI: | http://earsiv.odu.edu.tr:8080/xmlui/handle/11489/3716 |
Appears in Collections: | Sosyal Bilimler Enstitüsü |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
10527593.pdf | 10527593 | 4.72 MB | Adobe PDF | View/Open |
Items in DSpace are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.