Abstract:
Bal insanlığın bilinen en eski gıda ürünlerinden biridir. İnsanlık tarihinin kaydedilebilen başlangıcından bu yana, bal sadece beslenme için değil, aynı zamanda terapötik uygulamalarda da kullanılmıştır. Kestane balı en lezzetli ve yüksek kaliteli ballardan biri olmasının yanı sıra diğer ballara oranla iç piyasada daha fazla alıcı bulabilmektedir. Karadeniz bölgesi hem bal hem de kestane üretiminde önde gelen bölgelerimizdendir. Bu noktadan hareketle bölgemizdeki bu doğal kaynağı değerlendirmek adına bu çalışma kapsamında Karadeniz Bölgesi illerinden temin edilen 49 farklı kestane balı numunesi çeşitli biyokimyasal yönleri açısından değerlendirildi. İncelenen bal numunelerinin tamamının prolin değerlerinin Türk Gıda Kodeksi tarafından belirtilen en düşük değerden yüksek olduğu böylece numunelerin tağşişe maruz kalmadığı saptandı. Ortalama protein değeri ise 1 g bal için 19.5 mg olarak hesaplandı. Balların diastaz sayıları için bulunan değerlerde limit değer olan 8’in üstündedir. Ayrıca invertaz ve katalaz aktiviteleri de sırasıyla 189 Ü/kg bal ve 1600 Ü/g bal olarak hesaplanmıştır. Kestane ballarının toplam fenolik içerikleri ve toplam antioksidan aktiviteleri için bulunan ortalama değerler (sırasıyla 0.774 mg GAE/g bal ve 133.2 mg AAE/g bal) karşılaştırma amacıyla incelenen çiçek ve ormangülü bal numuneleri için hesaplanan değerlerden yüksek bulunmuştur. Aksine flavonoid içerik için bulunan ortalama değer diğer tür ballar için bulunan değerin altındadır. Denenen bal numunelerinin DPPH serbest radikalini süpürme etkinlikleri hemen hemen aynı derecede iken FRAP değerleri (268 μmol TE/ 100 g bal) açısından kestane balları üstündür. Denenen tüm bal numunelerinin %28’inin hidroksil radikali ile oluşturulan DNA hasarına karşı koruyucu olduğu da gösterildi.
Böylelikle Karadeniz Bölgesi illerinden temin edilen kestane ballarının tüketicinin ihtiyacını karşılayabilecek niteliklere sahip olduğu ortaya konulmuştur. Bölge balları terapötik amaçla da değerlendirilebilir.