Osmanlı Devleti ciddi anlamda kurumsal yapıya sahip bankalara oldukça
geç kavuşmuştur. Bu süreç incelendiğinde özellikle II. Meşrutiyet’in ilanını takip
eden yıllarda önemli gelişmelerin ortaya çıktığı görülür. II. Meşrutiyet’e kadar
olan süreç ele alındığında ise 1830’lu yıllara kadar bankacılık iş ve işlemlerinin
ağırlıklı olarak para vakıfları, sarraflar ve esnaflar tarafından yürütüldüğü görülür
ve bu tarihten II. Meşrutiyet’e kadar ise Galata bankerleri ve yabancı bankaların
bankacılık faaliyetlerinde rol aldığı anlaşılmaktadır. 1850’li yıllarda kurulmaya
başlayan yabancı sermayeli bankalar Osmanlı ekonomisinin geneline fayda
sağlamaktan ziyade ülkeleri ile Osmanlı Devleti arasındaki ticarete ve
borçlanmaya aracılık etmiştir. Bu kurumların Osmanlı Devleti’nin büyük oranda
tarım ve hayvancılığa dayalı olan ekonomisine doğrudan katkısı olmamıştır.
Çiftçiler tarımsal faaliyetlerini sürdürebilmek için özel şahıslardan yüksek faizle
borç para almak durumunda kalmışlardır. İşte böyle bir ortamda Tuna Valisi
Midhat Paşa, çiftçilerin içinde bulunduğu bu durumu ve yaşadıkları sıkıntıları
gözlemlemiş; ardından çiftçilere daha ucuz kredi imkânı sağlamaya yönelik bir
sisteme ihtiyaç olduğunu fark etmiştir. 1863 yılında çiftçilerin kendi
kaynaklarıyla, devlet himayesinde Memleket Sandıkları adıyla bir hareket
başlatmıştır. Midhat Paşa’nın Memleket Sandıkları millî bankacılığın ilk kıvılcımı
olduğundan bankacılık tarihimizde çok önemli bir yere sahiptir. Ziraat ve Menafi
Sandıkları aşamalarından sonra 1888 yılında Kıbrıslı Mehmed Kâmil Paşa’nın
girişimiyle sandıkların bankaya dönüştürülmesi gerçekleştirilmiştir. Ziraat
Bankası’nın kuruluşunu takip eden yıllar Osmanlı, Millî Mücadele ve Cumhuriyet
Dönemleri olmak üzere 1938 yılına kadar üç ayrı safhayı kapsayacak şekilde ele
alınmıştır. Bankanın bu zaman dilimlerinde geçirmiş olduğu regülasyon ve
reorganizasyon süreçleri ekonomik, politik ve sosyal etkileri ortaya konularak çok
yönlü olarak incelenmiştir.
The Ottoman Empire belatedly acquired the banks with a serious
institutional structure. When this process is scrutinized, the emergence of
significant developments isrealized, especially in the years following the
proclamation of the Second Constitutional Monarchy. Considering the process
until the Second Constitutional Monarchy, it is recognized that banking business
and transactions were mainly implemented by money foundations, money
changers, and merchants until the 1830s, but from this date until the Second
Constitutional Monarchy, Galata Bankers and foreign banks figured in banking
activities. Foreign-capital banks, which started to be established in the 1850s,
mediated the trade and borrowing between their countries and the Ottoman
Empire rather than benefiting the Ottoman economy as a whole. These institutions
had no direct impact on the Ottoman Empire’s economy which was largely based
on agriculture and livestock. Farmers had to borrow money at high-interest rates
from private individuals to maintain their agricultural activities. Under such
conditions, the Danube Governor Midhat Pasha observed the situation of the
farmers and the difficulties they faced, then realized that a system was needed to
provide them with cheaper loans. He started a movement called Homeland Funds
with the farmers’ resources under the auspices of the State in 1863. Midhat
Pasha’s Homeland Funds are significant in our banking history since they were
the first spark of national banking. Following the Agricultural and Benefit Funds
stages, the funds were developed into banks in 1888 with the initiative of Cypriot
Mehmed Kâmil Pasha.The years following the establishment of Ziraat Bank
areanalyzed comprising three different phases until 1938, namely the Ottoman,
National Struggle, and Republican periods. The regulation and reorganization
processes of the bank during these periods are examined in a multidimensional
way by reporting their economic, political and social effects.