İktisat teorisinin önemli konularından olan büyüme ve işsizlik tüm dünya
ekonomileri için temel sorun alanlarını oluşturmaktadır. Ekonomi politikaları
içerisinde işsizlik, sosyal sonuçları en ağır ve toplumsal yansıması en güçlü
alanlardan biridir. İşsizlikle mücadelede ve istihdam yaratmada en etkili ve yaygın
yol olarak bilinen ise ekonomik büyümedir. Fakat 1980’lerin sonuna doğru dünya
ekonomilerinde istihdamsız büyüme dönemi yaşanmaya başlamıştır.
Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarındaki artış ile hızlanan teknolojik
gelişmeler üretim artışı sağlamakta bu yönü ile ekonomik büyüme üzerinde etki
göstermektedir. Değişen teknolojiler vasıfsız işgücüne talebin azalmasına neden
olurken vasıflı, yeni teknolojilerin gerektirdiği yetkinliğe sahip olan işgücüne
talebi de artırmaktadır.
Bu çalışmada teknolojik değişimin dünyada ve Türkiye’de büyüme ve
işsizlik eğilimlerine etkileri incelenmiş, teknolojik değişimlerin ekonomik
büyümeyi artırdığı ve işgücünün çağın gereklerine uygun şekilde vasıflı hale
getirilmesi durumunda işsizliğe negatif etki oluşturmayacağı değerlendirilmiştir.
Bu noktada işgücünün gelişen teknoloji ile uyumlu ve bu teknolojilerin
gerektirdiği donanımlara sahip olması, üretim yapısının da küresel gelişmeler göz
önüne alınarak şekillendirilmesi son derece önemlidir.
Teknolojik değişimler ve ülkelerin içinde bulunduğu demografik ve sosyoekonomik
unsurlar becerilerin değişimini gerektirmektedir. Ekonominin ihtiyaç
duyduğu becerilere sahip işgücüne ulaşamaması birçok ülkenin karşılaştığı veya
karşılaşacağı problemlerin başında gelmektedir. Türkiye’nin uzun vadeli
ekonomik hedeflerine ulaşabilmesi için kullanabileceği en etkili stratejik araçlar
bilim ve teknolojidir. Bunun için öncelikle bu değerlere sahip olmak bir
zorunluluktur. Burada sahip olmanın ötesinde bilim ve teknolojiye egemen olmak
ve bu egemenliği ekonomiye yansıtmak ve toplumsal faydaya dönüştürmek
gereklidir.
Growth and unemployment that are some of the important subjects of
economic theory form basic problem areas for world economies. Inside economic
policies, unemployment is one of the areas that has the heaviest social results and
the most powerful social reflection. In struggle with unemployment and
employment creation, the most well-known and common way is economic
growth. But through the end of 1980’s, the period of growth without employment
started to occur.
Increas in R&D and innovation studies and accelerating technologic
developments provide product increase and on that sense it shows effect on
economic growth. As changing technologies cause decrease in unqualified labour
demand, it increases the demand on qualified and competent labour required by
new technologies.
In this study, the effecs of technologic change on growth and
unemploment trends in the world and in Turkey were examined and it was
evaluated that technologic changes increase economic growth and that if the
labour is made qualified as required for necessities of time, it won’t have negative
effect on unemployment. At this point, that labour is in harmony with developing
technology and has the necessary equipments for these technologies and that
global developments needs to be considered in making the production structure
are critically important.
Techological changes and demographic and socio-economic elements of
the countries require the change of skills. That the economy cannot reach the
labour with skills it needed is and will be one of the main leading problems. The
most strategic tools of Turkey to reach its long term economic goals are science
and technology. For this, firstly having these values is a necessity.Here, beyond
having them, dominating science and technolgy and reflecting this domination on
economy and converting it to social benefit are necessary