Abstract:
İslam Medeniyetinin kök salıp gelişmesinde aile kurumu her daim mühim
vazife ifa etmiştir. Madde ve mananın en mükemmel tarzda meczedildiği
sistemlerin başında gelen İslam medeniyetinde aile hususunda ideal olanın
yanında rasyonalite de ihmal edilmemiş, yaşamın gerçekleri dikkate alınarak
hukuki düzenlemeler vaz edilmiştir. Zamanla Kur'an sünnet ve icmaya dayanan
zengin bir hukukî literatür ortaya konmuştur.
Aile hukuku konuları, klasik dönem fıkıh kitaplarında muamelat konuları
arasında değerlendirilirken XIX. yüzyıdan itibaren bu alanda bir takım yenilikler
yapılmıştır. Avrupa’da başlayan kanunlaştırma hareketlerinin İslam dünyasına da
sirayet etmesiyle birlikte aile hukuku kapsamına giren konular el-ahvâlü’şşahsiyye
adıyla anılmaya başlanmıştır. Bu konular ilk olarak Osmanlı Devleti
tarafından Tanzimat’ın ilanı ile birlikte Hukûk-i Âile Kararnâmesi adıyla
kanunlaştırılmıştır.
İslam dünyasındaki kanunlaştırma hareketleriyle birlikte hukuk sistemleri
laikleşme sürecine girmiş ve aile hukuku konuları ahvâl-i şahsiyye başlığı altında
ayrı bir hukuk dalı olarak birçok İslam ülkesinde kesintiye uğramadan
uygulanmaya devam etmiştir. Nitekim Müslüman âlimlerin asırlar boyu süren
katkıları neticesinde şekillenen ahvâl-i şahsiyye literatürü içerisinde aile hukuku
konuları etraflıca ele alınmıştır. Dolayısıyla bu çalışmada, ahvâl-i şahsiyye
alanında yazılan eserler incelenerek muhtevasının neler olduğu tespit edilmeye
çalışılmıştır.