Kitle iletişim araçları yoluyla bilgi aktarımı, bir taraftan insanların bilgiye özgür bir
biçimde daha kolay ulaşmasını sağlarken diğer taraftan çeşitli kontrol mekanizmalarının
bilgi ve kişiler üzerinde kontrol düzeyini arttırabilmektedir. Kitle iletişiminin yarattığı bu
çelişki iletişim araştırmalarının temel sorunsallarından birini oluşturmuştur. Bu noktadan
hareketle, kitle iletişim araçlarının insanlar üzerinde yarattığı etki farklı kuramlar temelinde
farklı yöntemler aracılığıyla birçok iletişim çalışmasında irdelenmiştir.
Günümüzde yaşanan küresel sağlık krizi, kitle iletişim araçlarının insanlar üzerinde
yarattığı bu etkinin yeniden ön plana çıkmasında etkili olmuştur. Covid-19 pandemisinde
kitle iletişim araçlarında yer alan enformasyonların güvenilirlik ve doğrulukları
pandeminin sonuçları üzerinde de etkisini göstermiştir. Öyle ki infodemi ile mücadele en
az Covid-19’la mücadele kadar önemli hale gelmiştir. Bu çalışma, kitle iletişim araçlarının
meydana getirdiği bu çelişkiyi göz önünde bulundurarak, insanların medyada yer alan
Covid-19 ile ilgili enformasyonlardan hangi ölçü ve yönde etkilendiklerini ortaya
koymaktadır.
Araştırma bulgularına göre; geleneksel medya ve yeni medyada, Covid-19 ile ilgili çok
sayıda infodemi ortaya çıkmıştır. Yapılan içerik analizi incelemesinde sosyal medyada yer
alan infodemik paylaşımların yüksek beğeni ve etkileşim oranlarına sahip olduğu tespit
edilmiştir. Covid-19’un başında yanlış ya da üzerinde oynanmış fotoğraf ve videolar daha
çok paylaşılırken devam eden süreçte aşıların içeriğine ve etkinliğine yönelik infodemik
paylaşımlar ağırlıkta olmuştur. Nicel araştırma sonuçlarında ise katılımcıların büyük
çoğunluğunun ankette yer alan infodemilere katılmadığı gözlemlenirken, katılıyorum
seçeneğini işaretleyenlerin sayısının da azımsanmayacak derecede önemli olduğu
görülmüştür. Ölçekte yer alan otuz altı infodemik bilginin yirmi ikisinde katılımcıların
yüksek oranda ‘Katılmıyorum-Kesinlikle Katılmıyorum’ sütununu işaretlediği, dokuz
infodemik bilgiye yüksek oranda ‘Katılıyorum-Kesinlikle Katılıyorum’ sütununu ve beş
infodemik bigiye ise yüksek oranda ‘Kararsızım’ sütununu işaretlediği tespit edilmiştir.
Bunun yanı sıra sosyo-demografik farklılıkların, infodemik bilgilere verilen tepkide etken
bir rol üstlendiği tespit edilmiştir.
This transfer of information through mass media, on the one hand, allows people to access
information more freely, on the other hand, it can increase the level of control of various
control mechanisms over information and people. This contradiction, created by mass
communication, constitutes one of the fundamental problematics of communication
research. Based on this point, the effects of mass communication on individuals have been
examined in numerous communication studies through various methods, considering the
impact created by mass communication tools.
The current global health crisis has played a significant role in bringing the impact of mass
communication on individuals to the forefront once again. The reliability and accuracy of
the information available through mass communication tools during the Covid-19
pandemic have shown their influence on the outcomes of the pandemic. To such an extent
that combating the infodemic has become as important as combating Covid-19 itself. This
study aims to reveal to what extent and direction individuals are influenced by the
information related to Covid-19 presented in the media, taking into account this
contradiction created by mass communication tools.
According to the research findings, numerous infodemics related to Covid-19 have
emerged in both traditional and new media, particularly on social media. Content analysis
examination has revealed that infodemic shares on social media receive high levels of likes
and interactions. Initially, there was a higher prevalence of sharing misleading or
manipulated photos and videos during the early stages of Covid-19. However, as the
pandemic progressed, infodemic shares focused more on the content and effectiveness of
vaccines. In terms of quantitative research results, it was observed that the majority of
participants did not agree with the infodemic statements included in the survey.
Nevertheless, the number of participants who agreed should not be underestimated. It was
determıned that twenty two of the thirty-six infodemic information included in the scale
marked the column ‘Disagree- Strongly Disagree’ at a high rate, the column ‘I Agree-
Strongly Agree’ with a high rate of nine infodemic information and the column ‘I am
Undecided’ at a high rate for five infodemic information. Additionally, it was found that
socio-demographic differences played a significant role in the reaction to infodemic
information.