Çalışma, İstanbul Avrupa bölgesinde bulunan bir hastaneye COVID-19 şüphesi ile başvuran 36704 kişinin demografik özellikleri (yaş ve cinsiyet) esas alınarak planlanmıştır. Kasım 2020 ile Mart 2021 tarihleri arasında hastaneye başvuran kişilerden nazofarengeal ve orafrangeal sürüntü örnekleri alınarak SARS-CoV-2 virüsünün tespiti RT-qPCR tekniği ile yapılmıştır. Veriler ki-kare analizi ile değerlendirilerek tüm hesaplamalarda SPSS 28 istatistik programı kullanılmıştır. Belirtilen ayların ilk, orta ve son beş günlerindeki COVID-19 verileri kullanılarak bu dönemde pandeminin seyri gözlenmek istenmiştir.
En fazla COVID-19 PCR testi yaptırılan dönemin 13380 (%36.4) vaka ile Kasım 2020 tarihinde olduğu ve vakaların 2347’sinin pozitif olarak tespit edildiği bulunmuştur. Belirtilen ayların hepsinde toplam vakanın (36704) 4231’inin (%11.5) pozitif olduğu görülmüştür. En fazla pozitif vaka 1995 kişi ile (%47.1) 20-39 yaş aralığındadır. Bunu takip eden 1442 (%34.8) pozitif vakanın 40-59 yaş aralığında bulunduğu rapor edilmiştir. 2020 yılının kasım ayında Covid-19 pozitif hastalarının yaş gruplarına göre dağılımı kadın ve erkeklerde anlamlı farklılık göstermezken, aralık ayında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Covid-19 pozitif hastalarının 2020 ve 2021 yıllarında yaş gruplarına dağılımı anlamlı farklılık göstermiştir. 2020 yılında yaşı 0-9 yaş aralığında olan, 20-39 yaş aralığında olan ve 60 yaş üzeri hastaların oranı daha yüksek iken, 2021 yılında 10-19 ve 40-59 yaş grubundaki hastaların oranı daha yüksek bulunmuştur.
COVID-19 salgınına maruz kalınan pandemi döneminde bireylerin pandemik triyajdaki yaş ve cinsiyet faktörleriin hastalığa etkisi retrospektif olarak araştırılmıştır. SARS-CoV-2 virüsünün tespit edilmesi, pandemi ve epidemilerin saptanabilmesi ve özellikle yaşa ve cinsiyete bağlı olarak tedavinin yönetilebilmesi açısından çalışmanın katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Study was planned based on the demographic characteristics (age and gender) of 36704 people who applied to a hospital in the Istanbul European region with the suspicion of COVID-19. Nasopharyngeal and oropharyngeal swab samples were taken from people who applied to the hospital between November 2020 and March 2021, and the detection of the SARS-CoV-2 virus was made by RT-qPCR technique. The data were evaluated with chi-square analysis and SPSS 28 statistical program was used in all calculations. Using the COVID-19 data in the first, middle, and last five days of the specified months, observing the course of the pandemic in this period was desired.
It was found that the most COVID-19 PCR test was performed in November 2020 with 13380 (36.4%) cases and 2347 of the cases were detected as positive. It was observed that 4231 (11.5%) of the total cases (36704) were positive in all of the mentioned months. The highest number of positive cases is between the ages of 20-39 with 1995 people (47.1%). The following 1442 (34.8%) cases were reported to be between the ages of 40-59. While the distribution of Covid-19 positive patients by age groups in November 2020 did not differ significantly between men and women, significant differences were found in December. The distribution of Covid-19 positive patients by age groups in 2020 and 2021 showed a significant difference. While the proportion of patients aged 0-9, aged 20-39, and over 60 was higher in 2020, the proportion of patients aged 10-19 and 40-59 was higher in 2021.
The effect of age and gender factors in the pandemic triage of individuals during the pandemic period when they were exposed to the COVID-19 epidemic was investigated retrospectively. No application has been made to harm the private information of the patients. It is thought that the study will contribute to detecting the SARS-CoV-2 virus, detecting pandemics and epidemics, and managing treatment, especially depending on age and gender.
