Abstract:
Tarih boyunca insanlar güven içerisinde yaşayabilmek için bir araya gelmeyi bir ihtiyaç olarak görmüş ve meskûn mahaller oluşturma ihtiyacı hissetmişlerdir. Bu ihtiyaçtan doğan şehir, kavram olarak kökeni Farsça güç, kudret, egemenlik, hâkimiyet anlamına gelen ‘xşeora’ kavramına kadar dayanan, bir taraftan daha geniş olarak ülke, vatan, yurt, medine, dünya anlamında, diğer yandan da ev, vatan, ikamet yeri manasında kullanıldığı görülmekle birlikte, zamanla güç, kudret ve yönetimin uygulandığı mekân için de kullanılır olmuştur. İnsanla şehir arasında pek çok benzerlikler kurulabilmektedir. Düşünce sistemimizde etkili olan başta Farabi gibi pek çok filozof şehri insan bedenine benzetmiştir. Merkezi bedenin kalbi, cadde ve sokakları damarlarına, yöneticileri ise beyne benzetilmiştir. Şehrin de insan gibi muharrik bir gücünün, yani ruhunun olduğu ileri sürülmüştür. Şehrin ruhunun insanlar tarafından oluşturulduğu ve onlar tarafından
var kılınan ve o mekâna kimlik ve kişilik kazandıran “şey”, yani ‘karakter’ olduğu genel olarak kabul edile gelmektedir. Dolayısıyla bir şehrin o gizemli cevherinin, söz konusu şehrin tarihi, kültürü, mimarisi, musikisi, edebiyatı, sanatı, folkloru, maddi ve manevi zenginliği, kişilerin kulağına fısıldadığı destanları, kendine ait tınısı ve yetiştirdiği seçkin insanlar vb. incelenerek ancak tebarüz ettirilebileceği bir gerçektir. Bu düşünceden hareketle elinizdeki kitap, pek çok devlet adamı ve sanatkâr yetiştirmiş, Türk kültürüne ait çok sayıda gelenek ve göreneğin çok canlı bir biçimde özellikle kırsal kesimde hala yaşamaya devam ettiği, el sanatlarının farklı alanlarda hala üretiminin sürdürüldüğü, diğer taraftan da doğal güzellikleri, yaylaları, dereleri ve şelaleleri ile Allah’ın lütfu inanılmaz bir coğrafi güzelliğe sahip Ordu’nun Türkler tarafından fethedilmesiyle birlikte Selçuklular / Danişmendliler, Beylikler (Bayramlı/Hacıemiroğulları ve Taceddinoğulları), Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri boyunca gelişen mimari ve kültürel dokusu üzerinden kent kimliğini ortaya koymaya çalışan bir emeğin ürünüdür...