Kader meselesi dünya tarihi boyunca çok farklı kültür ve medeniyetlerce tartışılagelmiş bir konu olması sebebiyle günümüzde hâlen güncelliğini koruyan hem dini hem de içtimai sahada çok önemli meselelerden bir tanesidir. Anlaşılması oldukça güç olan bu mesele hakkında çağlar boyunca çok farklı yorumlar getirilmiş ve yapılan yorumlar neticesinde zaman zaman gruplaşmalar ve mezhepleşmeleri meydana getiren önemli bir konu olmuştur.
Kader meselesi insanların günlük yaşantılarında yaşadıkları olayları anlamlandırmalarında önemli bir rol üstlenmektedir. Hayatın olağan akışı içerisinde gündem dışı kalmasına rağmen kişiler veya toplumlar için olumsuz bir olay yaşandığında kader meselesi, insanların kimi zaman zihinsel olarak rahatlamalarına kimi zaman da psikolojik çöküşlerine neden olabilen çok yönlü bir fenomen olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bizler bu çalışmamızda cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların kadere olan bakış açılarını anlamlandırmak suretiyle deneklerin cezaevinde bulunma nedenlerini kader meselesi ile ilişkilendirip ilişkilendirmediklerini bilimsel olarak ortaya koymaya çalışmaktayız. Çalışmamızda cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların yaş, cinsiyet, öğrenim düzeyi, meslek ve ortalama gelirleri bağımsız değişkenler olarak belirlenmiş ve öğrenim düzeyleri ile kadere olan inançları arasında bağlantı kurulmaya çalışılmıştır. Örneklem gurbumuzun “Kadere inanıyor musunuz?” sorusuna vermiş oldukları cevaplar ile cezaevine girmelerinin nedeninin kaderleri olup olmadığını, kaderleri karşısında aciz bir durumda olup olmadıkları konusundaki fikrî düşünceleri ortaya çıkartılmaya çalışılmıştır. Çalışmamızın örneklem grubu Giresun Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan ve anket çalışması neticesinde değerlendirmeye dahil edilen 280 Erkek, 14 Kadın olmak üzere 294 denekten oluşmaktadır. Yapılan anket neticesinde ortaya çıkan sonuçlar SPSS for Windows programı ile değerlendirilmiş ve anlamlı tablolar haline getirilmiştir. Yapılan çalışma neticesinde cezaevlerinde bulunan mahkûmların kadere inandıkları sonucuna varılmış olmakla kaderlerinin hayatlarını doğrudan doğruya etkilediğine ve cezaevine girmelerinin sebebinin kaderleri olduğuna inandıkları anlaşılmaktadır. Bu bağlamda deneklerimizin Cebriyye mezhebinin kader konusundaki görüşlerine yakın bir anlayışta konumlandırıldıklarını söylemek mümkün olacaktır.
The issue of fate is one of the most important issues in both religious and social fields, which is still up-to-date today, as it has been discussed by many different cultures and civilizations throughout the history of the world. Over the ages, many different interpretations have been made about this issue, which is very difficult to understand, and as a result of the comments made, groupings and sectarianizations have occurred.
The issue of fate plays an important role in people's understanding of the events they experience in their daily lives. Although it is out of the agenda in the ordinary course of life, when a negative event occurs for individuals or societies, the issue of fate emerges as a multifaceted phenomenon that can sometimes cause people to relax mentally and sometimes to psychological collapse.
In this study, we are trying to scientifically reveal whether the convicts and detainees in prisons relate their reasons for being in prison with the issue of fate by making sense of their perspectives on fate. In our study, age, gender, education level, occupation and average income of convicts and detainees in prisons were determined as independent variables and it was tried to establish a connection between their education levels and their belief in destiny. “Do you believe in destiny?” With the answers they gave to the question, it was tried to reveal whether their fate was the reason they went to prison or not, and whether they were in a helpless situation against their fate. The sample group of our study; It consists of 294 subjects, 280 men and 14 women, who were in Giresun Closed Penitentiary Institution and included in the evaluation as a result of the survey study. The results of the survey were evaluated with the SPSS for Windows program and turned into meaningful tables.
As a result of the study, it was concluded that the prisoners in prisons believed in destiny, and it was understood that they believed that their fate directly affected their lives and that the reason for their entry into prison was their destiny. In this context, it will be possible to say that our subjects were positioned close to the Jabriyye sect's views on fate.