Amaç: Bu araştırma kadınların cinsel sıkıntı düzeyleri ve sosyal medya kullanımı
arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı türde yapılan araştırmanın
örneklemine 15.09.2021-20.12.2021 tarihleri arasında Ordu ilinde yer alan bir
hastanenin polikliniklerine (psikiyatri hariç) ayaktan başvuran, araştırmaya katılmaya
gönüllü,18 yaşını doldurmuş ve cinsel yönden aktif olan 297 kadın alınmıştır. Veri
toplama araçları olarak Kişisel Bilgi Formu, Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği (SMKÖ)
ve Kadın Cinsel Sıkıntı Ölçeği (KCSÖ) kullanılmıştır. Araştırma verilerinin
değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, bağımsız gruplarda t testi,
ANOVA testi ve Cronbach Alfa güvenilirlik testi kullanılmıştır.
Bulgular: Kadınların yaş ortalaması 34.82±9.08’dir. %66’sının üniversite mezunu,
%69’unun evli ve %79.8’inin çekirdek ailede yaşadığı belirlenmiştir. Kadınların
öğrenim durumu, çalışma durumu, medeni durum, en uzun yaşanılan yer, günlük
sosyal medya kullanım süresi, sosyal medya erişim aracı, sosyal medyayı kullanım
amacı, kullanıcı hesabı bulunan sosyal medya platformları ve sosyal medya
platformları takip süresine göre SMKÖ puan ortalamaları farkının istatistiksel olarak
anlamlı olduğu bulunmuştur (p<0.05). Kadınların öğrenim durumu, çalışma durumu,
medeni durum, kronik hastalık, günlük sosyal medya kullanım süresi, sosyal medyayı
kullanım amacı, kullanıcı hesabı bulunan sosyal medya platformlarına göre KCSÖ
puan ortalamaları farkının istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0.05).
Kadınların SMKÖ ve KCSÖ puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı,
pozitif yönlü ve düşük düzeyli bir ilişki olduğu belirlenmiştir (r=0.346) (p<0.05).
Sonuç: Kadınların sosyal medya kullanım düzeyi arttıkça cinsel sıkıntı düzeylerinin
de arttığı görülmüştür. Kadınların yaşam kalitesini artırmak amacıyla cinsel sıkıntılar
ile ilgili geniş ölçekli çalışmalar yapılması önerilir.
Aim: This research was conducted to examine the relationship between women's
levels of sexual distress and social media use.
Material and Method: The sample of the descriptive and relationship-seeking study
included 297 sexually active women who were over the age of 18, voluntarily applied
to the outpatient clinics (excluding psychiatry) of a hospital in Ordu province between
15.09.2021 and 20.12.2021. As data collection tools, Personal Information Form,
Social Media Usage Scale (SMUS), and Female Sexual Distress Scale (FSDS) were
used. Descriptive statistical methods, independent groups t test, ANOVA test and
Cronbach Alpha reliability test were used in the evaluation of the research data.
Results:The mean age of women was 34.82±9.08. It was determined that 66% of them
were university graduates, 69% were married and 79.8% were living in a nuclear
family. Statistically, the difference in the mean score of SMQL according to the
education status of women, employment status, marital status, longest place of
residence, daily social media usage time, social media access tool, purpose of using
social media, social media platforms with user accounts and social media platforms
found to be significant (p<0.05). It was determined that the difference in the mean
scores of KCSÖ according to the educational status, employment status, marital status,
chronic illness, daily social media usage time, purpose of using social media, and
social media platforms with user accounts were found to be statistically significant
(p<0.05). It was determined that there was a statistically significant, positive and lowlevel relationship between the women's SMUS and their FSDS mean score (r=0.346)
(p<0.05).
Conclusion: It has been observed that as the level of social media use in women
increases, the level of female sexual distress also increases. It is recommended to carry
out large-scale studies on sexual problems in order to improve the quality of life of
women.
