Yaşanılan bu dönem teknolojik gelişmelerin en yüksek seviyeye ulaştığı dönem olmaktadır. Birçok alanı etkisi altına alan teknolojinin sinema alanını da etkisi altına aldığı görülmektedir. Özellikle bilim kurgu alanında bilgisayar destekli, özel, görsel efektli filmler dikkate değer olmaktadır. Bilim kurgu edebiyat alanında da yerini almış fakat bilimin tam olarak etkin olmadığı dönemlerde sadece kurgusal boyutu dikkate alınmış ve bu durum fantastik bir edebiyat tasviri yapılmasına olanak sağlamıştır. Bilimin dikkate değer bir boyuta ulaşması ile birlikte fantastik olandan ayrılmış ve bilimsel yönü öne çıkan bir görüntüye bürünmüştür.
Günümüzde bilim kurgunun birçok alt türü meydana gelmeye başlamıştır. En dikkat çekeni ise; yakın gelecek tasvirinin yapıldığı ve günümüz teknolojisinin en yüksek boyuta ulaşmış halini gözler önüne seren siberpunk alt türü olmaktadır. Siberpunk kısaca gücünü yüksek teknolojilerden alan mega şirketlerin dünyaya hakim olduğu distopik bir dünya tasviri yapmaktadır. Bu dünyada gerçeklik algısı her geçen saniye yok olmaya başlamış ve yerini simülasyona bırakmıştır. Simülasyon kavramını bir kuram olarak ele alan Jean Baudrillard da bu teknolojilerin gerçekliği yok ettiğine, kapitalist bir düzen oluşturularak teknolojinin insanları köleleştirdiğine dikkat çekmektedir. Gerçekliğin yok olduğunu dile getiren Baudrillard, gerçekliğin yerine hipergerçekliğin geldiğini ve simülakr düzeninin oluştuğunu dile getirmektedir. Bu düzenin son noktası sanal gerçeklik evreni olmaktadır. Siberpunk filmlerinde ise Baudrillard’ın eleştirdiği birçok etken bulunmaktadır. Bu durum siberpunk alt türünün simülasyon (hipergerçeklik) kuramı üzerinden değerlendirilmesine olanak sağlamaktadır. “Benzeşik Örnekleme” yöntemi kullanılarak siberpunk bilim kurgu filmlerinin değerlendirmesi yapılmaya çalışılmıştır. Doküman analizi yöntemi kullanılmıştır.
This period is the period when technological developments reach their highest level. It is seen that technology, which affects many areas, also affects the field of cinema. Especially in the field of science fiction, computer-aided, special, visual effects films are noteworthy. Science fiction also took its place in the field of literature, but only its fictional dimension was taken into account during the periods when science was not fully active, and this allowed a fantastic literature description. With science reaching a remarkable dimension, it separated from the fantastic and assumed a prominent scientific aspect.
Today, many sub-genres of science fiction have begun to emerge. The most notable is; It is a cyberpunk subgenre that depicts the near future and reveals the highest level of today's technology. Cyberpunk briefly depicts a dystopian world in which mega-corporations, powered by high technologies, dominate the world. In this world, the perception of reality has begun to disappear with each passing second and has left its place to simulation. Jean Baudrillard, who considers the concept of simulation as a theory, draws attention to the fact that these technologies destroy reality and that technology enslaves people by creating a capitalist order. Stating that reality has disappeared, Baudrillard states that hyperreality replaces reality and simulacra order is formed. The final point of this order is the virtual reality universe. In cyberpunk films, there are many factors that Baudrillard criticizes. This allows the cyberpunk subgenre to be evaluated through simulation (hyperreality) theory. An attempt was made to evaluate cyberpunk science fiction films by using the "Alike Sampling" method. Document analysis method was used.
