Bu araştırma, kadınlarda doğum memnuniyeti ile doğum sonu depresyon
arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır.
Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tipte olan çalışmanın örneklemine,
Türkiye'nin Karadeniz Bölgesindeki bir üniversite hastanesinin kadın doğum ve
çocuk hastalıkları polikliniklerine 10.07.2020-31.12.2020 tarihleri arasında başvuran,
en fazla bir yıl önce doğum yapmış olan, alınma kriterlerini karşılayan ve araştırmayı
katılmayı kabul eden 300 kadın alınmıştır. Araştırmanın verileri, Kişisel Bilgi
Formu, Doğum Memnuniyeti Ölçeği (DMÖ-R) ve Edinburgh Doğum Sonrası
Depresyon (EPDÖ) Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde
tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, Kurtosis ve Skewness katsayıları, t testi ve One
way ANOVA testi, Sheffe testi ve LSD, Pearson korelasyon analiz testi
kullanılmıştır. Ayrıca çoklu regresyon analiz testi ile değişkenler arasındaki ilişkiler
analiz edilmiştir. Ölçeklerin iç geçerliliği Cronbach alfa katsayısı ile
değerlendirilmiştir. Önemlilik düzeyi p<0.05 alınmıştır.
Bulgular: DMÖ-R puan ortalaması 23.35±4.47, DMÖ-R’nin alt boyutları olan
“bakım hizmetlerinin kalitesi” için 10.23±2.76, “travayda yaşanan stres” için
28±2.16, “kadının kişisel özellikleri” için 4.83±1.26 olduğu bulunmuştur. EPDÖ
puan ortalaması 6.31±4.99 bulunmuştur. EPDÖ’nün kesme puanı olan 13 ve
üzerinde alan kadınların oranı %10.3 bulunmuştur. Kadınların EPDÖ puan
ortalamaları ile toplam DMÖ-R (r=-.392) ve alt boyutları olan “Travayda yaşanan
stres” (r=-.337), “kadının kişisel özellikleri” (r=-.393) puan ortalamaları ile arasında
negatif yönde orta düzeyde anlamlı ilişkiler, “bakım hizmetlerinin kalitesi” alt
boyutu arasında negatif yönde düşük düzeyde anlamlı ilişki (r=-.195) saptanmıştır
(p<0.01). Çoklu regresyon katsayılarının analizinde, doğum sayısı (p=0.013), çocuk
sayısı (p=0.014), gelir düzeyi (p=0.011), doğumdan sonra geçen süre (p=0.030)
DMÖ-R’ün alt boyutları olan “Kadının kişisel özellikleri” (p=0.000), “Bakım
hizmetlerinin kalitesi” (p=0.001), “Travayda yaşanan stres” (p=0.038)
değişkenlerinin doğum sonrası depresyon üzerinde önemli belirleyiciler olduğu
saptanmıştır.
Sonuç: Çalışmanın sonucunda, kadınlarda doğum memnuniyeti arttıkça doğum sonu
depresyonun azaldığı, çoklu regresyon analizinde, doğum memnuniyetinin
depresyonun önemli belirleyicileri olduğu bulunmuştur.
This research was conducted to investigate the relationship between birth
satisfaction and postpartum depression in women.
Material and Method: The sample of this descriptive and correlational study
included 300 women who applied to the obstetrics and pediatrics polyclinics of a
university hospital in the Black Sea Region of Turkey between 10.07.2020-
31.12.2020, gave birth at most one year ago, met the inclusion criteria and agreed to
participate in the study. The data of the study were collected with Personal
Information Form, Birth Satisfaction Scale (BSS-R) and Edinburgh Postpartum
Depression Scale (EPDS). Descriptive statistical methods, Kurtosis and Skewness
coefficients, t test and One way ANOVA test, Sheffe test and LSD, Pearson
correlation analysis test were used in the evaluation of the data. In addition, the
relationships between the variables were analyzed with the multiple regression
analysis test. The internal validity of the scales was evaluated with the Cronbach's
alpha coefficient. The significance level was taken as p<0.05.
Result: The BSS-R mean score was found to be 23.35±4.47, 10.23±2.76 for "quality
of care services", which are the sub-dimensions of BSS-R, 28±2.16 for "stress
experienced in labor", and 4.83±1.26 for "woman's personal characteristics". The
mean EPDS score was 6.31±4.99. The rate of women who received the cut-off point
of EPDS 13 and above was found to be 10.3%. There is a negative correlation
between the mean EPDS scores of the women and the total BSS-R (r=-.392) and the
sub-dimensions of "stress experienced in labor" (r=-.337) and "personal
characteristics of the woman" (r=-.393). A moderately significant relationship was
found in the direction, and a low significant relationship in the negative direction (r=-
.195) between the "quality of care services" sub-dimension (p<0.01). In the analysis
of multiple regression coefficients, the number of births (p=0.013), the number of
children (p=0.014), income level (p=0.011), and time after birth (p=0.030) were the
sub-dimensions of the DME-R “Personal characteristics of women” (p=0.000),
“Quality of care services” (p=0.001), “Stress experienced in labor” (p=0.038)
variables were found to be important determinants of postpartum depression.
Conclusion: As a result of the study, it was found that postpartum depression
decreased as women's birth satisfaction increased, and in multiple regression
analysis, birth satisfaction was found to be an important determinant of depression.