Bu araştırmanın amacı; öğrencilerin bilişsel esnekliklerini bilişsel profil ve sınıf içi
uygulamalar temelinde incelemektir. Bu araştırma ile ilkokul öğrencilerinin bilişsel
esneklik düzeyi ve sınıf öğretmenlerinin bilişsel esnekliği destekleme sürecindeki
uygulamaları, karşılaştıkları sorunlar ortaya konmuştur. Araştırmanın amacı
doğrultusunda nicel ve nitel yöntemlerin bir arada kullanıldığı karma yöntem
araştırmalarından açımlayıcı sıralı desen araştırma yöntemi olarak benimsenmiştir.
Araştırmanın nicel boyutunda Wisconsin Kart Eşleme Testi kullanılarak öğrencilerin
bilişsel esneklik düzeyi belirlenmiştir. Araştırmanın nitel boyutunda ise sınıf
öğretmenlerinin çocukların bilişsel gelişimini destekleyen ve desteklemeyen sınıf içi
uygulamaları ile ilgili bilgi edinmek amacıyla görüşme ve gözlemler yapılmıştır.
Araştırmanın nicel ve nitel verileri birlikte değerlendirilip yorumlanmıştır Çocukların
bilişsel gelişimini destekleyen ve desteklemeyen sınıf içi uygulamaları incelemek için
Amerikan Psikoloji Derneği’nin (1997) Öğrenci Merkezli Psikoloji İlkeleri şeklinde
adlandırılan kurallar seti bir çerçeve olarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda ilkokul
öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyinin düşük olduğu görülmüştür. Sınıf
öğretmenlerinin çocukların bilişsel esneklik düzeyini geliştirmek için bilişsel ve
üstbilişsel stratejileri öğretmediği, düşünme becerilerini etkinliklerle desteklemediği,
farklı öğrenme süreçlerine yer vermediği, sınıf içi tartışmalarla, akran iş birliğini teşvik
edici ortamlar oluşturmadıkları, öğrencilerin bireysel özelliklerine göre öğretimi
tasarlamadığı, farklı yöntem ve teknikleri kullanmadığı görülmüştür. Araştırma sonuçları
birlikte değerlendirildiğinde öğrencilerin bilişsel esnekliklerinin düşük olmasında sınıf
öğretmenlerinin tasarladıkları öğretim süreci ve öğrenme ortamının etkisinin olduğunu
söylemek mümkündür.
The aim of this study is to examine students’ cognitive flexibility based on the cognitive
profile and classroom practices. This study reveals the level of primary school students’
cognitive flexibility, and classroom teachers’ practices in the process of supporting
cognitive flexibility as well as the problems they encountered. In line with the purpose of
the study, an explanatory sequential design type of mixed method research, in which
quantitative and qualitative methods are used together, was adopted. In the quantitative
dimension of the study, the level of students’ cognitive flexibility was determined using
the Wisconsin Card Sorting Test. In the qualitative dimension of the study, interviews
and observations were made in order to obtain information about classroom teachers’
practices that supported or did not support children’s cognitive development. The
quantitative and qualitative data of the study were evaluated and interpreted together. In
order to examine classroom practices that supported or did not support children’s
cognitive development, the American Psychological Association’s (1997) set of rules,
known as the Learner-Centered Psychology Principles, was used as a framework. As a
result of the research, it was seen that the primary school students’ level of cognitive
flexibility was low. It was observed that the classroom teachers did not teach cognitive
and metacognitive strategies to improve the children’s cognitive flexibility, did not
support their thinking skills with activities, did not include different learning processes,
did not create environments that encouraged peer collaboration with in-class discussions,
did not design instruction according to the students’ individual characteristics, and did not
use different methods and techniques. When the results of the study are evaluated
together, it is possible to say that the teaching process and learning environment designed
by the classroom teachers had an impact on the low cognitive flexibility level of the
students.