Klâsik Türk edebiyatı kaynaklarından biri olan Mevlevîliğin başkahramanı
Mevlânâ’nın eserlerini Farsça yazması, onun eserlerini anlamak isteyen
takipçilerine Farsça’yı öğrenmeyi âdeta zorunlu kılmıştır. Edebiyat, musiki, hat gibi
pek çok alanda bir ilim yuvası haline gelen Mevlevihanelerde zamanla ortaya çıkan
mesnevîhanlık, Mesnevî’yi yalnızca okuma değil, anlatma, açıklama ve şerh etmeyi
dolayısıyla Farsça bilmeyi gerektirmiştir.
Farsça’ya olan bu ilgi, onun kavram zenginliğinden de kaynaklanmaktadır.
İran şair ve şiirleri klâsik Türk şairlerine önemli ölçüde malzeme vermiştir.
Adına kaynaklarda nadir rastlanan Mustafa Rüşdî, Bahariye
Mevlevihanesi’nde Hüseyin Fahreddin Dede’ye mürid olmuş bir mesnevîhândır.
Rüşdî, Farsça’ya önem vermiş, bu dile hayranlığını her eserinde dile getirmiştir.
Elimizdeki çalışma, onun Farsça eserlerden yapmış olduğu tercümelerini bir araya
getirdiği bir defter üzerinedir.
Rüşdî, kimi araştırmacılara göre Sultan Veled’e, kendisine göre Mevlânâ’ya
ait olan Aşknâme isimli Farsça mesnevinin tercümesiyle başladığı deftere
Hayyâm’ın 101 rubâîsinin tercümesi ile devam eder.
Geriye kalan 3 eser; 14 İranlı şairin şiirlerine yaptığı tercümelerden oluşan
“Enîsü’l-‘Uşşâk”, Şems-i Tebrîzî’ye ait olan bir gazelin tercümesi olan “Zuhrü’lMe‘âd
Tenvîrü’l-Fu‘âd”, Acem atasözlerinin tercümelerinden oluşan “Durûb-ı
Emsâl-i ‘Acem Tercümeleri”dir.
Bu tez, Mustafa Rüşdî’nin hayatına dair elde edilebilen bilgileri sunmakta
ve eserlerini tanıtmaktadır.
Mevlana, who is the protagonist of Mevlevi Order, which is one of the
sources of Classical Turkish Literature, wrote his works in Persian, which simply
obliged his pursuers, who wanted to understand his Works, to learn Persian.
Being Mesnevi reader, which emerged in the course of time, at Mevlevi
Lodges, which became an education home on several fields such as literature,
music, calligraphy, required not only, reading Mesnevi, but also narrating,
explaining and expounding, accordingly knowing Persian.
The work, which we have been studying is composed of translations
interpretted from Persian works.
Rusdi goes on studying his work, with which he starts translation of mesnevi
called Aşkname, belonging to Mevlana according to him, belonging to Sultan Veled
according to some researchers, with Hayyam’s translations of 101 rubaies and calls
it Ravzatü’l-Uşşak Nüzhetü’l-Müştak.
Three works left, are “Enisü’l-‘Uşşak”, which is composed of translations
interpretted from the of 14 Persian poets, “Zuhru’l-Me‘ad Tenvirü’l-Fu‘ad”, which
is the translations of a ghazel belonging to Şems-i Tebrizi, and “Durub-I Emsal-i
‘Acem Tercümeleri”, which is composed of Persian proverbs.