Küresel dünya ekonomisinin önemli yapı taşlarından olan çok uluslu şirketler ürünleri üretmek yerine bitmiş ürünleri almakta ve bunları markalaştırmaktadır. Üretim sürecinden kendilerini soyutlayan şirketler, tedarikçileri üzerinde belirledikleri özellikteki ürünleri hızlı ve ucuz bir şekilde üretmeleri için baskı uygulamaktadır. Üretim sürecinde şirketlerden gelen bu baskılarla birlikte; üçüncü dünya ülkelerinin yabancı yatırımı ülkelerine çekmek
amacıyla diğer ülkelerin yanında daha cazip olanaklar sunabilmek için işçilerin haklarını göz ardı etmeleri sonucunda çalışma koşulları ve ücretleri konusunda dibe doğru bir yarış ortaya çıkmıştır. Bu şartlar altında var olan koşulların iyileştirilmesi adına düşük ücretle işçi çalıştıran iş yerlerine karşı çıkan hareket yeni iletişim teknolojilerini de işin içerisine katarak mücadeleye girişmiştir. Çalışma kapsamında hareketin çabalarında etkili olabilmek için kullandığı çevrim içi uygulamalar ele alınmaktadır.
Multinational companies which are one of the important aspects of the global economy get the finished products and brand them instead of producing. Compaines who isolate themselves from the production process apply pressure on suppliers to produce products in a quick and inexpensive way. Besides this pressure from the companies in the production process, third world countries offer more attractive opportunities by ignoring
workers' rights in order to attract foreign investment into their countries alongside other countries. As a result of this situation a race to the bottom in wages and working conditions has emerged. In this race anti-sweatshop movement has arised and worked for the improvement of existing conditions by using new communication technologies. This article examines online tactics which have been employed by the anti-sweatshop movement to enhance of their impact in struggle.