Abstract:
Geleneksel Türk Müziği’nde ezgi karakteri makâm anlayışı ile ortaya konmaktadır. Meşk sistemi içinde varlığını devam ettirmiş olan bu müzik türünde makâm anlayışı, yüzyıllar içinde doğal olarak değişikliğe uğramıştır. Değişim farklı yüzyıllarda yazılmış olan edvârlarda açıkça görünmektedir. Bu sebeple, eski dönem yazma kitaplardan bugünün kaynaklarına kadar, verilen makâm tanımlarına bakmak, değişimin boyutu ve anlayışı hakkında bilgi verecektir.
Makâm anlayışındaki değişimi ortaya koymanın bir diğer önemi de Geleneksel Türk Halk Müziği’nde yaşanan makâm/ayak ikilemine farklı bir bakış açısı getirebilmek ile ilgilidir. Geçmiş yüzyıllarda farklı isimlerle adlandırılmasına rağmen, son yüzyıl içinde “Türk Halk Müziği” ifâdesi ile belleklere yer eden Geleneksel Türk Halk Müziği’nin ezgisel yapısı, “ayak” terimi ile ifâde edilmeye çalışılmıştır. Buna gerekçe olarak, bazı halk ezgilerinin makâmsal yönden tam olarak ifâde edilememesi öne sürülmüştür.
Bahsedilen problemlerin kaynağında bulunan iki temel hususun atlandığına inanmaktayız. Birinci husûs, makâmların tanımlarında ve kurulumunda anlayış değişikliğinin yaşanmasıdır. Diğer bir deyişle, makâm tanımlarına, gelenekte var olmayan ama son yüzyılda eklenen “dizi” anlayışı hâkim olmuştur. İkinci husûs ise, geçmiş yüzyıllarda kullanılmasına rağmen, zamanla adları telaffuz edilmeyerek, makâm terimi altında birleşen, “âvâze” ve “şûbe” kavramlarının varlığıdır. Âvâze ve şûbe anlayışı içinde tanımlanan ezgilerin, bugünün makâm anlayışına uzaklığı net biçimde görülebilmektedir. Geleneksel Türk Halk Müziği ezgilerinin makâmsal yönden incelenmesinde bu iki terimin tanımladığı ezgi modellerinden faydalanmak, yaşanan problemin çözümünde kolaylık sağlayabilir.