Please use this identifier to cite or link to this item: http://earsiv.odu.edu.tr:8080/xmlui/handle/11489/3312
Title: 16. Yüzyılda Anadolu’da Oğuzların Çepni Boyu
Other Titles: Çepnı Trıbe Of The Oghuzs In Anatolıa In The 16th Century
Authors: Prof. Dr. Gülten, Sadullah
Yavuz, Kamil
Ordu Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
0000-0001-9986-4367
Keywords: Oğuzlar, Çepniler, Doğu Karadeniz, Hacıemiroğulları, Ordu, Trabzon.
Oghuz, Chepni, Eastern Black Sea, Haciemirogullari, Ordu, Trabzon.
Issue Date: 2022
Publisher: Sosyal Bilimler Enstitüsü
Abstract: Oğuzlar, XI. yüzyılın başlarında Anadolu’ya kitleler halinde akınlar yapmadan önce bölgeyi tanımak için keşif harekâtı yapmışlardır. Bu akınlar 1071’deki Malazgirt Savaşı’yla kesin sonuca ulaşarak, Anadolu toprakları Türkmen kitlelerinin yerleşimine açılmıştır. Bu Oğuz akınları sırasında önemli bir sayıda Çepni boyuna mensup gruplar da Anadolu’yu yurt tutmuştur. Nitekim Oğuzlar konusunun en yetkin isimlerinden biri olan Faruk Sümer, “Türkiye tarihinin yerli kaynaklarında adı ilk önce anılan Oğuz boyu, muhtemelen Çepnilerdir” diyerek onların hakkını teslim eder. Anadolu’ya gelen Çepniler ilk olarak Orta Anadolu’nun önemli bir kısmında faaliyet gösteren Danişmendli Beyliği içinde yer alarak Anadolu’nun Türk iskânına açılmasında önemli bir rol oynamıştır. Türkmenlerin kalabalık kitleler halinde ikinci kez Anadolu’ya gelişi ise 1220’lerde başlayan Moğol istilası sırasında gerçekleşmiştir. Moğolların tetiklediği bu ikinci göç dalgası neticesinde yine kalabalık bir Çepni grubunun Anadolu’ya geldiği bilinmektedir. Bunlardan bir kısmı Selçuklular tarafından Batı Karadeniz Bölgesi’ne yerleştirilmiştir. Öte yandan bu dönemde Çepniler hem Anadolu Selçuklularına karşı isyan eden Türkmen babalarına verdikleri destekten dolayı Selçuklu takibatından kaçmak hem de Moğolların Anadolu’da artan tahakkümlerinden uzaklaşmak için bilhassa Anadolu’nun kuzeyindeki dağlık bölgelere çekilmişlerdir. Nihayetinde Sinop ve havalisini yurt tutmuşlar fakat zamanla Trabzon Rum Devleti’ne karşı gaza faaliyetlerinde bulunmak maksadıyla Orta ve Doğu Karadeniz’e doğru hareket ederek burada Hacıemiroğulları ve Taceddinoğulları gibi kurdukları beyliklerle Trabzon Rum Devleti’ne karşı amansız bir mücadeleye girişmişlerdir. Orta ve Doğu Karadeniz’de toplanan önemli sayıdaki Çepni grubu bölgeyi Osmanlı hâkimiyetinden önce Türkleştirmişti. Ayrıca onların Anadolu’daki etkinlikleri sadece bahsedilen bu coğrafyayla da sınırlı kalmamış; Osmanlı coğrafyasının hemen her yerine dağılarak kendi isimlerini taşıyan yerleşim birimleri kurarken bir kısmı da farklı konar-göçer teşekküller arasında küçük cemaatlere ayrılarak temsil olunmaya devam etmişlerdir. Bu husus Başkanlık Osmanlı Arşivi ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesindeki Kuyûd-ı Kadime Arşivi’nde yer alan tahrir defterlerinde somut bir şekilde görülür. Çepnilerin tamamı olmasa bile bir kısmının gayri Sünni anlayışa sahip olduğu söylenebilir. Esasta politik sebepler taşısa da dinsel bir farklılaşma ve merkezi iktidara siyasi/dini muhalefetten doğan Babaî İsyanı’na Çepnilerin katıldığı bilinir. Çepnilerin dini anlayışını şekillendiren iki büyük tarihsel figür ise Sarı Saltık ve Hacı Bektaş Velî’dir. Anadolu’nun dini hayatındaki etkileri günümüze kadar gelen Sarı Saltık ve Hacı Bektaş Velî’nin Çepni beylerinden olması kuvvetle muhtemeldir. Sarı Saltık, Çepnilerden bir kısmını Sinop üzerinden Kırım’a oradan da Balkanlara götürmüştür. Nitekim Kuzey Bulgaristan, Dobruca ve Deliorman çevresindeki Türk yerleşimleri arasında Çepnilerin ağırlıklı olmasında bu durumun etkisi söz konusudur.
Oghuz tribes made a reconnaissance operation at the beginning of the eleventh century to get to know the region, before the Oghuz incursions into Anatolia en masse. These raids came to a definite conclusion with the Battle of Manzikert in 1071, and after this victory, the Anatolian lands were opened to the settlement of the Turkmen masses. During these Oghuz raids, a significant number of Chepni tribes settled in Anatolia. As a matter of fact, Faruk Sümer, one of the most important names in the history of the Oghuz, emphasizes the importance of the Chepni tribes in the history of Anatolian Turkization by saying "The Oghuz tribe, whose name is mentioned first in the local sources of Turkish history, is probably Chepni". The Chepni who came to Anatolia first took part in the Danishmend Principality, which was active in a significant part of Central Anatolia, and played an important role in the opening of Anatolia to Turkish settlement. The second influx of Turkmen to Anatolia in large numbers was during the Mongol invasion that started in the 1220s. It is known that a large group of Chepni came to Anatolia as a result of this second wave of migration triggered by the Mongols. Some of them were settled in the Western Black Sea Region by the Seljuks. On the other hand, during this period, the Chepni retreated to the mountainous regions in the north of Anatolia, both to avoid the Seljuk persecution due to the support they gave to the Turkmen religious leaders who rebelled against the Anatolian Seljuks, and to get away from the increasing domination of the Mongols in Anatolia. Eventually, they settled in Sinop and its surroundings, but over time, they moved towards the Middle and Eastern Black Sea Regions in order to engage in gaza activities against the Greek State of Trebizond. Here, they embarked on a relentless struggle against the Trebizond Greek State with the principalities they established such as Hacıemiroğulları and Taceddinoğulları. A significant number of Chepni groups gathered in the Central and Eastern Black Sea Regions Turkified the region before Ottoman rule. In addition, their activities in Anatolia were not limited to this geography; While establishing settlements bearing their own names by dispersing almost all over the Ottoman geography, some of them continued to be represented by being divided into small communities among different nomadic organizations. This issue can be seen concretely in the cadastral registers in the Presidency Ottoman Archive and Kuyûd-ı Kadime Archive. It can be said that some of Chepnis have a non-Sunni understanding. It is known that Chepnis participated in the Babai Revolt, which was born from a religious differentiation and political/religious opposition to the central government, even though it had mainly political reasons. Two great historical figures who shaped the religious understanding of Chepnis are Sarı Saltık and Hacı Bektaş Velî. It is highly probable that Sarı Saltık and Hacı Bektaş Veli, whose effects on the religious life of Anatolia have survived to the present day, were Chepni chiefs. Sarı Saltık took some of the Chepni from Sinop to the Crimea and from there to the Balkans. As a matter of fact, among the Turkish settlements around Northern Bulgaria, Dobruja and Deliorman, Chepnis are predominant.
URI: http://earsiv.odu.edu.tr:8080/xmlui/handle/11489/3312
Appears in Collections:Sosyal Bilimler Enstitüsü

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
10507072.pdf105070721.35 MBAdobe PDFThumbnail
View/Open


Items in DSpace are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.