Please use this identifier to cite or link to this item: http://earsiv.odu.edu.tr:8080/xmlui/handle/11489/3008
Full metadata record
DC FieldValueLanguage
dc.contributor.authorHopaç, Mustafa-
dc.date.accessioned2022-08-19T12:35:22Z-
dc.date.available2022-08-19T12:35:22Z-
dc.date.issued2015-
dc.identifier.citation24. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, Nisan 2015, Niğdeen_US
dc.identifier.urihttp://earsiv.odu.edu.tr:8080/xmlui/handle/11489/3008-
dc.description.abstractBu makaleyi yazmamızdaki amaç Türkiye’de felsefeye bakış açılarının analizi, eksiklerin tespiti ve sebeplerin ifade edilmesi, felsefi bakış açılarından yoksun hale gelmiş kısır ve sığ değerlendirmelerin yetişen yeni nesiller üzerindeki oluşturduğu dejenereye işaret etmek. Diğer yandan bir anlamda düşünceden kaçarcasına kullandığı dilini sosyal medya aracılığı ile de garabet haline getiren gençlerimizin durumunu sorgulamak ve çözüm yollarını tartışmak. Yeni çözümler konusunda önerilerde bulunmak. Yöntem olarak kavram analizi, sosyal medya katılımlı gözlemleri, davranış analizleri yaptık. Bu çalışmalarımız sonucu elde edilen verileri değerlendirerek çözüm önerileri geliştirdik. Öz olarak değerlendirmelerimize bakacak olursak şu tahlillere ulaşıyoruz. Türkiye’de felsefe eğitimi orta öğretim kurumlarımızda gerekse üniversitelerimizde bilgi elde edilmesi veyahut çeşitli sınavlara hazırlık amaçlı yapılmaktadır. Felsefenin neliği, mahiyeti tam olarak kritik edilmediğinden dolayı felsefe ülkemizde can çekişmektedir. Mahiyet analizi dediğimiz felsefe kavramının saklı hazinelerinin ortaya çıkarılmasıdır. Felsefe nedir? Diye sorduğumuzda aldığımız cevabın tanım kurallarına uygun olması gerekiyor. Ne fazla ne eksik bir tanımlamanın ardından tanımlamaların oluşturduğu hasılat topluma içtenlikle sunulmalı ve peşi sıra bireylerde istek uyarılmalı ki felsefe hak ettiği konumuna yeniden kavuşsun. Politik yapılanmalar ve çıkar ilişkilerindeki yoğun gündemlerin arasında felsefe sözüm ona düzmece test sınavlarına kurban ediliyor. Dolayısıyla ne felsefe eğitimini verende bir farkındalık ne de öğrencilerde felsefe iştiyakı ve çözümleme fikri gerçekleşiyor. Bir metaforla olayı somutlaştıracak olursak, Demokritos ‘un “insan bir ırmakta iki kez yıkanamaz” aforizmi kavram olarak açıkladığımızda, insanın akan bir ırmakta sadece bir kere yıkanma şansının olduğu ikinci denemesinde suyun değiştiği gibi yalın bir anlam çıkıyor. Lise ölçme değerlendirmelerinde ve üniversite sınavlarında da bu minval üzerine sorular sorulmakta sonuçta bu sığ anlayış toplumda kavramların gerçek anlamının üzerini kapatmaktadır. Zira Demokritos’ un bu aforizminin gerçek anlamı uzun tartışmalara ve derin anlamlara gebedir. Örneğin buradaki su, ırmak, tekrar yıkanma, kavramlarıyla teşbih yapılmıştır. Esas anlatılmak istenen sürekli aynı hataları tekrar eden insanlara bir uyarıdır. “Dikkat edin felsefi düşünceyi işletiniz, tarihsel süreç içinde önceki yanlışlarınızdan dersler çıkarınız. Geleceğinizi kurgularken sözlerimizin neliğini tahlil ediniz”. Demektir. Evet, bu anlamlar çoğaltılabilir. Felsefe yapmanın öğretilmesi yerine, felsefenin ve felsefi kavramların ezberletilmesi ve test mantığıyla değerlendirmeler yapılması sorgulama yapamayan ezber mantığı beslenmiş nesilleri ortaya çıkarıyor. Sonuç yerine; felsefe eğitiminde temel amaç özgürce kritik etme ve sorgulama mantığının nasıl işletileceğini öğrencilere öğretmektir. Kantın “felsefe değil felsefe yapmak öğretilir” anlayışını çeşitli ders senaryoları hazırlayarak felsefe yapmayı öğretmektir. Monolog şeklinde felsefi kuramların ve salt kavramlarrın öğrencilere aktarılması anlamsız bir uğraştır. Sokrates in soru cevap tekniği, diyalog ve tartışmalarla beslenerek öğrenciler aktif sınıf ortamına katılmalı. Örneğin bu konuda felsefe drama, psiko, sinama, sosyo dramalardan faydalanılarak ders senaryoları yapılıp öğrencilere uygulama fırsatı verilmeli öğrenciler somut olarak dersin içinde olmalı derse dokunmalılar. Bu anlamda tartışma yöntemleri öğretilmeli karşılıklı tartışmalarda bireyler arası saygı tesisi öğretilmeli. Felsefeyi sevmeden felsefe yapmak veya yapmayı öğrenmek kolay değil. Felsefeyi sevdirecek olan da felsefe öğretmenlerinin özverili çalışmaları olacaktır. Bu anlamda felsefeciler öğrencileri ders içi gruplamalarla veya bireysel görevlendirmelerle, münazara, panel, seminer gibi etkinliklerle refl eksif düşünceye aşina hale getirilmeli. Belirli mekânlara bağlı kalmadan her yerde ve her zaman felsefenin yapılabileceği göz ardı edilmeden felsefi çalışmalar yaygınlaştırılmalı. Kendi özgün Türkçemizdeki zengin ve engin anlamlarla kalite dünyamıza felsefi sorgulama mantığını yerleştirmeli ve geçmiş gelecek arasındaki bağlantı ve iletişimi sağlamalıyız. Felsefenin evrenselliğinin yanında kendi milli felsefemizin gelişimine katkı sağlamalıyız.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisher24. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectEğitimen_US
dc.subjectFelsefeen_US
dc.subjectNeliken_US
dc.subjectSorgulamaen_US
dc.subjectTürkçeen_US
dc.titleFelsefe Eğitiminde Mahiyet Analizien_US
dc.typeotheren_US
dc.contributor.departmentOrdu Üniversitesien_US
dc.contributor.authorIDTR58938en_US
Appears in Collections:Eğitim Bilimleri

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
20160323155417.pdf194.73 kBAdobe PDFThumbnail
View/Open


Items in DSpace are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.