Â
Aydınlanma sonrası Batı'nın yöneldiği materyalist felsefe, teknik ilerlemelerle birlikte insanlığın hayat algısını ve yaşam tarzını değiştirmiştir. Aklın doğrunun mutlak kaynağı ve maddenin tek gerçeklik olduğu görüşü üzerine temellenen sekülerizm kısa zamanda, özellikle internet ağı üzerinden kitle iletişim araçlarının kullanımının artması ile batı dışındaki toplumları da etkilemiştir. Bu etkilerden biri, deizm yahut deist düşüncenin hassaten gençler arasında yayılmasıdır. Bu meyanda deizmin hem tarihi menşei üzerine hem de sosyal anlamda etkileri üzerine yapılan çalışmaların sayısı artmıştır. Bu araştırma, lise düzeyinde öğrencilerin deizme olan ilgi ve algılarını, İslâm dışı felsefî akımlara yönelim düzeyini, bu yönelimin hangi sosyokültürel etmenlere bağlı olarak geliştiğini tespit etmeyi amaçlamıştır. Gençlerin deizm ile ilgili sorularını doğrudan yansıtacakları Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmenleri ile İmam Hatip lisesi meslek dersleri öğretmenlerinin tecrübe ve görüşlerinden istifade edilmiş ve öğrencilerin inanç noktasında ilgi, alaka ve yönelimleri tespit edilmiştir. Çalışmamızın bir boyutu, deizmin kavramsal çerçevesini ve lise öğrencilerinin içinde bulunduğu ergenlik evresinin psikososyal gelişim özelliklerini kapsayacak literatür taraması yoluyla elde edilen verilerin derleme çalışmasından oluşmaktadır. Saha çalışması yaptığımız diğer boyutta Fatsa'da görev yapan yirmi Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmeni ve meslek dersleri öğretmeni ile nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış mülakat formu aracıyla görüşme yapılmıştır. Toplanan veriler betimsel analiz ile yorumlanmış ve değerlendirilmiştir. Katılımcı öğretmenlerle yaptığımız görüşmeler, Fatsa özelinde deist yahut deizme ilgi duyan lise öğrencisinin çok az olduğunu ortaya koymaktadır. İslâm inanç sistemine yönelik öğrenciler tarafından sorulan soruların mahiyeti ve sıklığı ise gidilen okul türüne göre değişkenlik arz etmektedir. Ancak öğrencilerin inanç içerikli sorular sormaları, onların İslâm dışı akımlara yönelimi olduğunu ortaya koymaktan ziyade, içinde bulundukları gelişim aşamasının ve aktif oldukları medya ağlarında karşılaştıkları içeriklerin bir neticesidir.
Â
The materialist philosophy that the West turned to after the Enlightenment changed humanity's lifestyle along with technical advances. Secularism, which is based on the view that mind is the absolute source of truth and matter is the only truth, soon influenced non-Western societies with the increase in the use of mass media. One of these effects is the spread of deism or deist thought, especially among young people. This research aimed to determine high school students' interest and perception of deism, their level of orientation towards non-Islamic philosophical movements, and the socio-cultural factors related to the development of this orientation. Students' interests and orientations in terms of faith were determined by utilizing the experiences and opinions of religious culture and ethics teachers and imam-hatip high school vocational course teachers. One aspect of our study is the compilation of data obtained through literature review that will cover the conceptual framework of deism and the psycho-social development characteristics of high school students during adolescence. In the other dimension where we conducted fieldwork, interviews were conducted with twenty religious culture and ethics teachers and vocational course teachers working in Fatsa, using a semi-structured interview form, which is one of the qualitative research methods. The collected data were interpreted and evaluated with descriptive analysis. Our interviews with participating teachers reveal that there are very few high school students in Fatsa who are deists or interested in deism. The nature and frequency of questions asked by students about the Islamic belief system vary depending on the type of school they attend. However, the fact that students ask questions about faith is a result of the developmental stage they are in and the content they encounter in the media networks in which they are active, rather than revealing that they are prone to non-Islamic movements.
Â