The aim of this thesis is to scrutinize The Genius (1983) and Jude (2018) by Howard John Brenton (1942-) in the light of cultural, political, ideological, and institutional dimensions of hegemony and corruption. Known for his controversial and rebellious pen producing historical, utopian, and directly political plays, Brenton has made outstanding contributions to contemporary British theatre since 1970s as one of the representatives of 'Second Wave' post-war drama. His attribution most of his plays to real historical figures and issues makes his plays distinctive. In the same way, Brenton refers to real lives of Galileo Galilei in The Genius and Euripides in Jude in the contexts of power, violence, oppression and exploitation growing in a modern corrupted society. In the selected plays, the playwright focuses on several facets of hegemony and corruption for the purpose of revealing imbalance of power applied by the state through its hegemonic apparatuses to individuals. The scope of this thesis covers political, ideological cultural and institutional dimensions of hegemony that have frequently been interpreted according to the essence of Gramscian and Marxian concepts of hegemony. The term has recently been associated with the Marxist Italian and socialist politician, Antonio Gramsci (1892-1937) who has described various facets of hegemony in The Sothern Question (1926) and in his posthumous work Prison Notebooks (1975). By removing hegemony from the common concepts of sovereignity and emperorship, Gramsci has interpreted it in original senses of cultural unification and consensus. To Gramsci, the most influential components of hegemony are culture and and education transmission from a dominant group to subaltern groups thanks to schools and intellectuals. Brenton, in The Genius and Jude, dramatises institutional and legitimized state-based predominance over individuals that undermines their freedom. Political and moral corruption in academic milieus, exploitation of academicians, alienated and humiliated conditions of individuals are common themes of the selected plays. While The Genius primarily is emphasizing the oppressive political power applied to scientists, Jude indicates exploitive attitude of the state towards immigrants. The protagonists in both plays are symbolic subjects who have been deprived of their legal rights in a hegemonic and corrupted governmental system. This thesis is intended to present political, ideological, cultural and institutional aspects of hegemonic system, in The Genius and Jude, developing in corrupted societies.
Bu tezin amacı, Howard John Brenton'ın (1942-) The Genius (1983) ve Jude (2018) adlı eserlerini hegemonya ve yozlaşmanın kültürel, politik, ideolojik ve kurumsal boyutları ışığında incelemektir. Tarihi, ütopik ve açıkça politik oyunlar üreten ihtilaflı ve başkaldıran kalemiyle tanınan Brenton, savaş sonrası 'İkinci Dönem' dramasının temsilcilerinden biri olarak 1970'lerden bu yana çağdaş İngiliz tiyatrosuna önemli katkılarda bulunur. Oyunlarının birçoğunu gerçek tarihi şahsiyetlere ve konulara atfetmesi, Brenton'un oyunlarını ayırt edici kılar. Örneğin; Brenton, The Genius'ta Galileo Galilei'nin ve Jude'da Euripides'in gerçek hayatlarına, modern, yozlaşmış bir toplumda büyüyen güç, şiddet, baskı ve sömürü bağlamında gönderme yapar. Seçilen bu oyunlarda oyun yazarı, devletin hegemonik aygıtları aracılığıyla bireylere karşı uyguladığı kontrolsüz gücü ortaya çıkarmak amacıyla hegemonyanın ve yozlaşmanın çeşitli boyutlarına odaklanır. Bu tezin evrenini çoğunlukla Gramsci'nin ve Marx'ın hegemonya kavramlarının özüne göre yorumlanan hegemonyanın politik, ideolojik, kültürel ve kurumsal boyutları oluşturur. Hegemonya, son zamanlarda Güney Sorunu (1926) ve ölümünden sonra yayımlanan Hapishane Defterleri (1975) adlı eserlerinde bu terimin çeşitli yönlerini tanımlayan İtalyan, Marxist ve sosyalist siyasetçi Antonio Gramsci (1892-1937) ile ilişkilendirilir. Gramsci, hegemonyayı egemenlik ve imparatorluk gibi genel kavramlardan ayırt ederek, bu terimi kültürel birlik ve uzlaşma anlamıyla özgün bir biçimde yorumlar. Gramsci'ye göre hegemonyanın en etkili bileşenleri kültür ve eğitimin, okullar ve aydınlar aracılığıyla egemen bir gruptan madun gruplara aktarılmasıdır. Brenton, The Genius ve Jude oyunlarında, bireylerin özgürlüklerini baltalayan kurumsal ve meşrulaştırılmış devlet temelli egemenliği dramatize etmektedir. Akademik ortamlardaki siyasi ve ahlaki yozlaşma, akademisyenlerin sömürülmesi, bireylerin toplumda yabancılaşmış ve aşağılanmış durumları seçilen oyunların ortak temasıdır. The Genius esasen bilim adamlarına yönelik uygulanan baskıcı siyasi güce vurgu yaparken, Jude devletin göçmenlere karşı sömürücü tutumuna dikkat çeker. Her iki oyunun da kahramanları, hegemonik ve yozlaşmış bir hükümet sistemi içinde yasal haklarından mahrum bırakılmış sembolik öznelerdir. Bu tez, The Genius ve Jude oyunlarında yozlaşmış toplumlarda gelişen hegemonik sistemin politik, ideolojik, kültürel ve kurumsal yönlerini ortaya koymayıamaçlar.