Amaç: Bu araştırma hemşirelere yönelik psikolojik şiddet ve çatışma eylem stilleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma, tanımlayıcı, kesitsel ve ilişki arayıcı araştırma tipindedir. Araştırmanın örneklemine, Ordu ili merkezi ve ilçelerinde faaliyet gösteren 12 kamu hastanesinde görev yapan, tabakalı rastgele örnekleme yöntemi ile belirlenen, araştırmaya katılmayı kabul eden 300 hemşire alındı. Araştırmanın verileri, Kişisel Veri Toplama Formu, İş Yerinde Psikolojik Şiddet Davranışları Ölçeği (İYPŞDÖ) ve Çatışma Eylem Stilleri Ölçeği (ÇESÖ) ile toplandı. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin %87.7’sinin gündüz ve gece çalıştığı, %77.3’ünün haftada 40 saat üzeri çalıştıkları, %59.7’sinin vardiyada 2 ile 5 kişi arasında çalıştıkları ve %34.3’ünün bakım verdikleri günlük ortalama hasta sayılarının 51’in üzerinde olduğu belirlendi. Hemşirelerin %72.3’ünün son bir yılda şiddetten (fiziksel, sözel, psikolojik, cinsel şiddet) mağdur oldukları, bunların %52.7’lik kısmının ise son bir yılda bir çok kere şiddetten mağdur olduğu belirlendi. Hemşirelerin %50.3’lük kısmının hasta yakınları tarafından saldırıya uğradığı, %60.7’sinin sözel şiddete maruz kaldığı belirlendi. Hemşirelerin İYPŞDÖ puan ortalaması (15.21±12.81) bulundu. Bireyin işten izolasyonu, mesleki statüye saldırı alt boyutu ile kaçınmacı yaklaşım arasında negatif yönlü, mesleki statüye saldırı ile zorlayıcı yaklaşım, karşı koyucu yaklaşım alt boyutları arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki belirlenmiştir (p<0.05). Sonuç: Bu çalışmada hemşirelerin işyerinde psikolojik şiddet yaşama durumlarının ve çatışma eylem stillerini kullanma durumlarının ortalamanın üzerinde olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin çatışma durumunda daha çok karşı koyucu, kolaylaştırıcı, uzlaştırmacı yaklaşımı, daha az düzeyde zorlayıcı yaklaşımı çok az düzeyde ise kaçınmacı yaklaşımı kullandıkları belirlendi. Hemşirelerin işyerinde psikolojik şiddeti yüksek düzeyde yaşadıkları belirlendi.
Aim: The study was conducted to investigate the relationship between psychological violence and conflict action styles towards nurses. Material and Method: The study design was descriptive, cross-sectional and correlational. The sample of the study consisted of 300 nurses who accepted to participate in the study determined by stratified random sampling method in 12 public hospitals operating in Ordu city center and districts. The data of the study was collected by the personal data collection form, the Mobbing Behaviours Inventory (MBI) and the Identify Conflict Style Scale (ICSS). Results: 87.7% of the nurses participating in the study were in the worked day and night, 77.3% worked over 40 hours a week, 59.7% worked between 2 and 5 people in shifts and 34.3% cared for daily average patient numbers of over 51. 64.3 percent of nurses in the study identified themselves as extroverted and sociable. 72.3% of nurses were victims of violence in the last year, while 52.7% were victims of violence many times in the last year. 50.3% of nurses were attacked by patient relatives, while 60.7% were subjected to verbal violence. The mean score of MBI was found to be 15.21 ± 12.81. Isolation of the individual from work, negative direction between occupational status attack sub-scale and avoidant approach, coercive approach with occupational status attack, positive direction between counterintuitive approach sub-dimensions were determined (p<0.05). Conclusions: In this study, it was determined that nurses were exposed to psychological violence in the workplace and their use of conflict action styles was above average. It was determined that nurses used a more counterintuitive, facilitative, conciliatory approach in conflict situations and a less challenging approach and a less aversive approach. It was determined that nurses experienced high levels of psychological violence in the workplace.