Karadeniz Bölgesi, Anadolu’nun kuzey kesiminde tarihsel süreçte farklı inançların yaşandığı
coğrafyada yer almaktadır. Özellikle Karadeniz’in Avrupa ve Asya ülkelerinin kesişim noktasındaki
konumu, çeşitli toplumların farklı amaçlarla bölgede var olmalarına neden olmuştur. Karadeniz
Bölgesi’ne kimi ticari, kimi sosyal, kimi ise dini amaçlar doğrultusunda geçici ya da kalıcı olarak
yerleşmişlerdir. Dolayısıyla bu yerleşimler akabinde bölgede yaşayan farklı inançlara mensup
cemaatlere Osmanlı Devleti tarafından 19. yüzyıl sonrasında genişleyen çeşitli imtiyazlar tanınmıştır.
Tanzimat Fermanı (1839) ve Islahat Fermanı (1856) verilen bu imtiyazların dayandığı önemli
fermanlardandır. Bu fermanlar sayesinde bölgede yaşayan farklı cemaatlerden olan Katolikler,
Karadeniz Bölgesi’nde dini mabetler inşa etmişlerdir.
Bu tez çalışmasında, Karadeniz Bölgesi Katolik Kiliseleri konu edinmektedir. 1845 yılında Rusya
yönetimine bağlı olan Gürcistan Tiflis’te misyonerlik faaliyetlerini sürdüren fakat kovularak Karadeniz
Bölgesi’ne gelen Katolik mezhebi Fransisken (Kapuçin) tarikatı rahipleri, söz konusu kiliselerin inşa
önderliğini üstlenmişlerdir. Karadeniz Bölgesi Katolik Kiliseleri bölgede yer alan Ortodoks Kiliseleri
ile kıyaslandığında sayıları bir elin parmaklarını geçmemektedir. Çalışma kapsamında Trabzon Santa
Maria Katolik Kilisesi (1869-1874), Samsun Mater Dolorosa Katolik Kilisesi (1885) ve Giresun Eski
Katolik Kilisesi (1911-1912) (Giresun Çocuk Kütüphanesi) olmak üzere üç adet kilise araştırmaya
dahil edilmiştir. Katolik Fransisken (Kapuçin) tarikatı rahipleri öncülüğünde inşa edilen bu kiliseler,
19. ve 20. yüzyıl Avrupa mimarisi etkilerinin Karadeniz Bölgesi’nde canlandırıldığı önemli dini
mimari yapılarıdır. Avrupa mimarisinde sıkça karşılaşılan Neoklasik, Neogotik ve Eklektik üslupların
Karadeniz Bölgesi Katolik Kiliseleri’nde görülmesi dikkat çeken diğer bir unsurdur.
Bu bağlamda araştırma kapsamında incelenen Karadeniz Bölgesi Katolik Kiliseleri, sanat tarihi
disiplini gözetilerek literatüre kazandırmak hedeflenmiştir.
The Black Sea Region, situated in the northern part of Anatolia, has historically been a crucible of
diverse religious and cultural influences. Its strategic location at the confluence of European and Asian
territories attracted an array of societies with various motives, including commercial, social, and
religious pursuits. Consequently, the Ottoman Empire, commencing from the 19th century, accorded a
spectrum of privileges to the heterogeneous faith communities residing in this region, notably through
seminal edicts like the Tanzimat Edict (1839) and the Islahat Edict (1856). These legal frameworks paved
the way for the establishment of Catholic sanctuaries by distinct communities in the Black Sea Region.
This thesis endeavors to delve into the ecclesiastical landscape of the Catholic Churches in the Black Sea
Region. The catalyst for this ecclesiastical expansion came in the form of Franciscan (Capuchin) Order
Catholic missionaries who, after being expelled from their endeavors in Tbilisi, Georgia under Russian
dominion, sought refuge in the Black Sea Region. They assumed pivotal roles in the initiation and
construction of these Catholic churches.
In contrast to the considerable number of Orthodox Churches in the region, the Catholic presence is
relatively scarce. To provide depth to this exploration, this study selects three churches for scrutiny:
Trabzon Santa Maria Catholic Church (1869-1874), Samsun Mater Dolorosa Catholic Church (1885),
and Giresun Old Catholic Church (1911-1912), also known as the Giresun Children's Library. These
ecclesiastical structures, overseen by Catholic Franciscan (Capuchin) clergy, emerge as significant
repositories of European architectural influences revitalized in the Black Sea Region during the 19th and
early 20th centuries. Notably, these edifices exhibit architectural styles reminiscent of Neoclassical,
Neogothic, and Eclectic motifs commonly prevalent in European architectural traditions.
In this academic pursuit, the intent is to enrich the existing corpus of art history scholarship by affording
due recognition to the Catholic Churches of the Black Sea Region, thereby underscoring their historical,
cultural, and architectural relevance. This revised version maintains academic rigor while presenting the
information in a clear and accessible manner. It expands on the historical context, architectural
significance, and contributions of the thesis, all while utilizing academic language and structure.