Bu çalışmada fındığın çelikle çoğaltımında en iyi köklenme dönemi
belirlenerek köklenen çeliklerin kısa sürede fidan haline getirilmeleri amaçlanmıştır.
Tombul, Çakıldak ve Okay 28 fındık çeşitlerinden Aralık, Mart, Haziran ve
Eylül olmak üzere 4 dönemde odun, yeşil, ve yarı odun çelikler alınarak köklendirme
çalışması yapılmıştır. Odun çelikler 4000 ppm, yarı odun çelikler 2000 ppm, yeşil
çelikler ise 1500 ppm konsantrasyonundaki Indol-3-bütirik asit solüsyonuna
daldırılarak perlite dikilmiştir. Çelik tipine göre en yüksek köklenme oranı her üç
çeşitte de yeşil çeliklerden elde edilmiştir. Tombul, Çakıldak ve Okay 28 çeşitlerine
ait yeşil çelikler sırasıyla %24.75, %41.45 ve %45.66 oranında köklenmiştir.
Çeliklerin hazırlandığı sürgün kısmına göre (dip, orta, uç) ise köklenme oranı her 3
çeşitte de yeşil çeliklerin uç kısmında, odun çeliklerinin dip kısmında, yarı odun
çeliklerin ise Tombul çeşidinde uç kısmında, Çakıldak çeşidinde orta ve uç
kısımlarında eşit oranda, Okay 28 çeşidinde orta kısmında daha yüksek miktarda
belirlenmiştir.
Köklenen odun (Mart) ve yeşil (Haziran) çelikler 1:1 oranında torf: perlit
karışımı içeren saksılara dikilerek fidan haline getirme çalışmaları yapılmıştır. Bu
amaçla temel gübreleme ve temel gübrelemeye ilaveten Bacillus megaterium RC07,
Pantoea agglomerans RC58, Pseudomonas fluorescens RC77’den oluşan bakteri
karışımı, Glomus intraradices, G. aggregatum, G. mosseage, G. clarum, G.
monosporus, G. deserticola, G. brasilianum, G. etunicatum, Gigaspora margarita’dan
oluşan mikoriza karışımı ve bor elementi (H3BO3) kullanılmıştır. Temel gübreleme N,
P, K ile yapılmış ve bu bitkiler kontrol grubu olarak ele alınmıştır. Uygulama grupları
ise temel gübreleme+bakteri karışımı, temel gübreleme+mikoriza karışımı, temel
gübreleme+bor 1 karışımı, temel gübreleme+bor 2 karışımı şeklinde olmuştur. Saksıya
dikimden sonra bitkilerin canlılık oranı, sürgün sayısı, sürgün uzunluğu ve dallanma
yüksekliği incelenmiştir. İncelemeler saksıya dikimden 3 ay, 10 ay ve 15 ay sonra
olmak üzere 3 kez yapılmıştır. Dikimden 12 ay sonra ise yaprak analizleri yapılarak
besin elementleri ve klorofil içeriği belirlenmiştir.
Canlılık oranı çeşitlere göre gerek mikroorganizma (bakteri ve mikoriza)
uygulanan gerekse bor uygulanan bitkilerde, Çakıldak ve Tombul’da Okay 28’e göre
daha yüksek bulunmuştur. Mikroorganizma inokülasyonlarının canlılık oranına
etkisinin kontrole göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Mikoriza uygulanan
bitkilerin canlılık orani %80.00, bakteri uygulananların %77.77 kontrol grubunun ise
% 70.00 olarak tespit edilmiştir. Bor uygulamalarının canlılık oranına etkisinin ise
III
negatif yönde olduğu belirlenmiştir. Canlılık oranları, bor 2 uygulaması %34.81, bor
1 uygulaması %41.85, kontrol ise %70 olarak gerçekleşmiştir. Sürgün sayısı bor
uygulanan bitkilerde çeşitlere göre yine Çakıldak ve Tombul’da (2.26 ve 2.34 adet)
daha fazla belirlenirken, uygulamalar sürgün sayısını artırmamıştır. Sürgün uzunluğu
mikroorganizma inokülasyonlarında en yüksek Çakıldak çeşidinde (11.82 cm) , en
düşük ise Tombul çeşidinde (8.91 cm) belirlenmiştir. Mikoriza uygulanan bitkiler
bakteri uygulaması ve kontrol grubuna göre daha yüksek sürgün uzunluğuna (12.14
cm) sahip olmuştur. Bor uygulamaları ise sürgün uzunluğunu artırmamış, aksine en
düşük sürgün uzunluğu bor 2 uygulamasında (5.54 cm) belirlenmiştir. İncelenen
parametrelerin hepsinde odun çeliklerden elde edilen bitkilerde yeşil çeliklere göre
daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. Tombul ve Çakıldak çeşitleri canlılık oranı, Okay 28
ve Çakıldak çeşitleri sürgün uzunluğu bakımından öne çıkmıştır.
Yapraklarda yapılan besin elementleri analizlerine göre mikoriza inokülasyonu
N, P, K ve Ca içeriğini artırmıştır. Yine klorofil içeriği de en yüksek mikoriza
inokülasyonu yapılan bitkilerde belirlenmiştir. Bakteri inokülasyonu yapraktaki besin
elementlerinden sadece Ca’u artırmıştır. Bor uygulamaları ise bitkilerin N ve K
içeriğini artırmakla beraber yaprakların B içeriğinin sınır değerlere göre çok fazla
olduğu tespit edilmiştir.
In this study, it was aimed to determine the best rooting period in the
propagation of hazelnut by cuttings and to obtain the rooted cuttings into saplings in a
short time.
Wood, softwood and semi-wood cuttings were taken from Tombul, Çakıldak
and Okay 28 hazelnut cultivars in December, March, June and September. Cuttings
were planted by dipping into Indol-3-butyric acid solution at a concentration of 4000
ppm for wood cuttings, 2000 ppm for semi-wood cuttings, and 1500 ppm for softwood
cuttings in perlite. According to the cutting type, the highest rooting rate was obtained
from softwood cuttings in all three cultivars. The softwood cuttings of Tombul,
Çakıldak and Okay 28 cultivars were rooted at a rate of 24.75%, 41.45% and 45.66%,
respectively. According to the shoot part in which the cuttings are prepared (basal,
medium, apical) the rooting rate was highest amount at the apical of the softwood
cuttings, at the basal of the wood cuttings in all 3 cultivars. In semi-wood cuttings were
different according to the cultivars.
The rooted wood (March) and softwood (June) cuttings were planted in pots
containing the 1:1 ratio of peat: perlite. Basic fertilization and in addition basic
fertilization the bacterial mixture (Bacillus megaterium RC07, Pantoea agglomerans
RC58, Pseudomonas fluorescens RC77), mycorhizal mixture (Glomus intraradices,
G. aggregatum, G. mosseage, G. clarum, G. monosporus, G. deserticola, G.
brasilianum, G. etunicatum, Gigaspora margarita) and boron element (H3BO3) were
applied to grow up the saplings. Basic fertilization was applied with N, P, K and these
plants were considered as control group. Other application groups were basic
fertilization + bacterial mixture, basic fertilization + mycorhizal mixture, basic
fertilization + boron 1 mixture, basic fertilization + boron 2 mixture. After planting in
pots, examined some parameters that the viability of the plants, the number of shoots,
the length of shoots and the height of branching. The parameters were examined 3
times (3 months, 10 months and 15 months after planting in the pots). 12 months after
planting in the pots, leaf nutrients and leaf chlorophyll content were determined.
The viability rate was found to be higher in Çakıldak and Tombul than Okay
28 in plants applied to microorganisms (bacteria and mycorrhiza) and boron. It was
determined that the effect of microorganism inoculations on the viability rate was
higher than the control. The viability rate of the plants, applied with mycorrhiza was
80%, applied with bacteria was 77.77% and 70% of the control group. It was
V
determined that the effect of boron applications on the vitality rate was negative.
Viability rates were 34.81% in boron 2 application, 41.85% in boron 1 application,
and 70% in control. According to cultivars the number of shoots was determined
higher the Çakıldak and Tombul (2.26, 2.34 units) than Okay 28 in boron applied
plants. However the boron applications did not increase the number of shoots. In
microorganism inoculations, the highest shoot length was determined in Çakıldak
cultivar (11.82 cm), and the lowest shoot length was determined in Tombul (8.91 cm).
Plants applied with mycorrhiza had the highest shoot length (12.14 cm). Boron
applications did not increase the shoot length, on the contrary, the lowest shoot length
was determined in boron 2 application (5.54 cm). Better results were obtained in plants
obtained from wood cuttings than softwood cuttings in all parameters examined.
Tombul and Çakıldak cultivars higher in terms of vitality rate, Okay 28 and Çakıldak
cultivars higher in terms of shoot length.
According to the nutrient analysis on the leaf, mycorrhizal inoculation
increased the N, P, K and Ca contents. The chlorophyll content was determined the
highest in mycorrhizal inoculated plants. Bacterial inoculation increased only Ca, one
of the nutrients in the leaf. Boron applications increased the N and K content of the
leaf but the B content of the leaf was found to be much higher than the limit values.