Fındık (Corylus avellana L.) Türkiye’nin en önemli tarımsal ihraç ürünlerinden biri olup Phyllactinia guttata ve Erysiphe corylacearum’un neden olduğu külleme hastalığı ise fındıkta verim ve kaliteyi etkileyen ana hastalıklardan biridir. Bu çalışma fındıkta daha tahripkar olan E. corylacearum’un neden olduğu külleme hastalığının ekolojisi ve etmenin biyoloji hakkında bilgi elde etmek amacıyla 2020-2022 yıllarında Giresun’da yürütülmüştür. Sahil kol (0–250 m), orta kol (251–500 m) ve yüksek kolda (501–750 m) doğu, batı, güney ve kuzey yöneylerinde Tombul fındık bahçelerinde hastalığın izlenmesi, farklı dönemlerde hastalık şiddetlerinin belirlenmesi, etmenin bazı biyolojik dönemlerinin tespiti ve bu dönemlerde bitki fenolojisinin durumu üzerinde çalışılmıştır.
Hasat döneminde yapılan değerlendirmelerde 2020 yılında yapraklarda en yüksek hastalık şiddeti değerleri sahil kolda %94.58 ile kuzey yöneyinde, orta kolda %65.63 ile batı yöneyinde tespit edilmiş gruplarında diğer yöneylerden istatistiksel olarak farklıdır. Yüksek kolda ise en yüksek %81.04 ile batı yöneyindeki hastalık şiddeti %73.54 ile kuzey yöneyindeki hastalık şiddeti ile istatiksel olarak aynı grupta yer almıştır. 2021 yılında sahil kolda %100 ile güney yöneyinde, yüksek kolda % 40.42 ile kuzey yöneyinde en yüksek değerler gruplarında istatistiksel olarak farklı iken orta kolda en yüksek %26.25 değeri diğer yönlerden istatistiksel olarak farksızdır. 2022 yılında hastalık şiddeti sahil kolda %41.66 ile kuzey yöneyinde, orta kolda %11.46 ile doğu yöneyinde, yüksek kolda %27.50 ile batı yöneyinde tespit edilmiş olup her yükselti grubu içinde farklılık önemsizdir. Yöney ve rakımların ortalama değerlerine bakıldığında ise 2020 ve 2021 yıllarında hem rakımlar hem de yöneyler arasında hastalık şiddetinin %5 seviyesinde değişkenlik gösterdiği tespit edilmiştir. 2020 yılında rakım bakımından sahil kesiminde en yüksek (%79.89), yöney bakımından da doğu yöneyinde en düşük (%51.03) hastalık şiddeti gözlenmiştir. 2021 yılında rakım bakımından sahil kolda en yüksek (%75.73), yöney bakımından ise güney (%50.76) ve kuzey (%47.77) yöneyinde en yüksek değerler (aralarındaki fark önemsiz) gözlenmiştir. 2022 yılında ise farklı rakımlar arasında hastalık şiddetinin %5 seviyesinde değişkenlik gösterdiği, farklı yöneyler arasında ise istatiksel olarak anlamlı değişkenlik bulunmadığı tespit edilmiştir. Rakım bakımından sahil kolda (%35.15), yöney bakımından ise kuzey yöneyinde (%24.93) en yüksek hastalık şiddeti değerleri tespit edilmiştir. Hasat zamanı çotanak değerlendirmelerinde her üç yılda da hastalıklı çotanak oranları tüm bahçelerde %100 olarak belirlenmiştir.
Yapraklarda ilk belirtilerin görüldüğü sırada genellikle çotanaktaki meyvelerin mercimek büyüklüğü döneminde olduğu tespit edilmiştir. Sekonder enfeksiyonların özellikle dip sürgünlerinde sonbahar sonu–kış başlangıcına kadar devem ettiği, kleistotesyumların yıllara göre Haziran–Ağustos aylarında oluştuğu ve yere dökülmüş yapraklarda bahar aylarına kadar sağlam kaldığı gözlenmiştir. Ayrıca tüm bahçelerde biyolojik mücadele etmeni mikoparazit Ampelomyces sp.’nin de yoğun olarak bulunduğu tespit edilmiştir.
Hazelnut (Corylus avellana L.) is one of the most important agricultural export products of Turkey and powdery mildew disease caused by Phyllactinia guttata and Erysiphe corylacearum is one of the main diseases that affect the yield and quality of hazelnut. This study was carried out in Giresun in 2020-2022 in order to obtain information about the ecology and biology of powdery mildew disease caused by E. corylacearum, more destructive one. It has been studied on monitoring the disease, determination of the severity of the disease in different periods, some biological periods of the agent, and the state of plant phenology in these periods in Tombul hazelnut orchards in the east, west, south and north directions at coastal (0–250 m), the middle (251–500 m) and the high (501–750 m) altitude.
In the evaluations made at harvest period, the highest disease severity values on leaves in 2020 were found to be 94.58% in the northern in the coastal altitude and in the west with 65.63% in the middle altitude, statistically different from other directions. In the high altitude, the highest disease severity in the west with 81.04% and 74.54% in the north was statistically in the same group. In 2021 while the highest values in the coastal altitude with 100% in the south and 40.42% in the high altitude in the north are statistically different in their groups, the highest value of 26.25% in the middle altitude is statistically indistinguishable from other directions. In 2022 disease severity was detected in the northern with 41.66% in the coastal altitude, 11.46% in the eastern in the middle altitude, and 27.50% in the west in the high altitude, and the difference within each altitude group is insignificant. When the average values of the directions and altitudes are examined, it has been determined that the severity of the disease varies at the level of 5% between both the altitudes and the directions in 2020 and 2021. In 2020 the highest (79.89%) disease severity was observed in the coastal altitude in terms of altitude, and the lowest (51.03%) in the east in terms of direction. In 2021, the highest values (75.73%) were observed in the coastal altitude in terms of altitude, and the highest values (insignificant difference) were observed in the south (50.76%) and northern (47.77%) in terms of direction. In 2022 it was determined that the severity of the disease varied at the level of 5% between different altitudes, and there was no statistically significant variability between different directions. In terms of altitude, the highest disease severity values were determined in the coastal altitude (35.15%) in terms of altitude and in the northern (24.93%) in terms of direction. Regarding fruit clusters at harvest time, diseased fruit cluster rates were determined as 100% in all orchards in all three years.
At the time of the first symptoms on the leaves, the fruits in the cluster were generally in the period of lentil size. It was observed that secondary infections continued until the end of autumn–the beginning of winter, especially in the bottom shoots and cleistothecia were formed in June–August according to the years and remained intact until spring on the fallen leaves. In addition, the presence of mycoparasite Ampelomyces sp., which is a biological control agent, was detected in all orchards.