Abstract:
Bu makaleyi yazmamızdaki amaç Türkiye’de felsefeye bakış açılarının analizi, eksiklerin tespiti ve sebeplerin
ifade edilmesi, felsefi bakış açılarından yoksun hale gelmiş kısır ve sığ değerlendirmelerin yetişen yeni nesiller
üzerindeki oluşturduğu dejenereye işaret etmek. Diğer yandan bir anlamda düşünceden kaçarcasına kullandığı
dilini sosyal medya aracılığı ile de garabet haline getiren gençlerimizin durumunu sorgulamak ve çözüm yollarını
tartışmak. Yeni çözümler konusunda önerilerde bulunmak.
Yöntem olarak kavram analizi, sosyal medya katılımlı gözlemleri, davranış analizleri yaptık. Bu çalışmalarımız
sonucu elde edilen verileri değerlendirerek çözüm önerileri geliştirdik. Öz olarak değerlendirmelerimize
bakacak olursak şu tahlillere ulaşıyoruz. Türkiye’de felsefe eğitimi orta öğretim kurumlarımızda gerekse
üniversitelerimizde bilgi elde edilmesi veyahut çeşitli sınavlara hazırlık amaçlı yapılmaktadır. Felsefenin neliği,
mahiyeti tam olarak kritik edilmediğinden dolayı felsefe ülkemizde can çekişmektedir. Mahiyet analizi dediğimiz
felsefe kavramının saklı hazinelerinin ortaya çıkarılmasıdır. Felsefe nedir? Diye sorduğumuzda aldığımız
cevabın tanım kurallarına uygun olması gerekiyor. Ne fazla ne eksik bir tanımlamanın ardından tanımlamaların
oluşturduğu hasılat topluma içtenlikle sunulmalı ve peşi sıra bireylerde istek uyarılmalı ki felsefe hak ettiği
konumuna yeniden kavuşsun. Politik yapılanmalar ve çıkar ilişkilerindeki yoğun gündemlerin arasında felsefe
sözüm ona düzmece test sınavlarına kurban ediliyor. Dolayısıyla ne felsefe eğitimini verende bir farkındalık ne
de öğrencilerde felsefe iştiyakı ve çözümleme fikri gerçekleşiyor. Bir metaforla olayı somutlaştıracak olursak,
Demokritos ‘un “insan bir ırmakta iki kez yıkanamaz” aforizmi kavram olarak açıkladığımızda, insanın akan
bir ırmakta sadece bir kere yıkanma şansının olduğu ikinci denemesinde suyun değiştiği gibi yalın bir anlam
çıkıyor. Lise ölçme değerlendirmelerinde ve üniversite sınavlarında da bu minval üzerine sorular sorulmakta
sonuçta bu sığ anlayış toplumda kavramların gerçek anlamının üzerini kapatmaktadır. Zira Demokritos’ un bu
aforizminin gerçek anlamı uzun tartışmalara ve derin anlamlara gebedir. Örneğin buradaki su, ırmak, tekrar
yıkanma, kavramlarıyla teşbih yapılmıştır. Esas anlatılmak istenen sürekli aynı hataları tekrar eden insanlara bir
uyarıdır. “Dikkat edin felsefi düşünceyi işletiniz, tarihsel süreç içinde önceki yanlışlarınızdan dersler çıkarınız.
Geleceğinizi kurgularken sözlerimizin neliğini tahlil ediniz”. Demektir. Evet, bu anlamlar çoğaltılabilir. Felsefe
yapmanın öğretilmesi yerine, felsefenin ve felsefi kavramların ezberletilmesi ve test mantığıyla değerlendirmeler
yapılması sorgulama yapamayan ezber mantığı beslenmiş nesilleri ortaya çıkarıyor.
Sonuç yerine; felsefe eğitiminde temel amaç özgürce kritik etme ve sorgulama mantığının nasıl işletileceğini
öğrencilere öğretmektir. Kantın “felsefe değil felsefe yapmak öğretilir” anlayışını çeşitli ders senaryoları
hazırlayarak felsefe yapmayı öğretmektir. Monolog şeklinde felsefi kuramların ve salt kavramlarrın öğrencilere
aktarılması anlamsız bir uğraştır. Sokrates in soru cevap tekniği, diyalog ve tartışmalarla beslenerek öğrenciler
aktif sınıf ortamına katılmalı. Örneğin bu konuda felsefe drama, psiko, sinama, sosyo dramalardan faydalanılarak
ders senaryoları yapılıp öğrencilere uygulama fırsatı verilmeli öğrenciler somut olarak dersin içinde olmalı derse
dokunmalılar. Bu anlamda tartışma yöntemleri öğretilmeli karşılıklı tartışmalarda bireyler arası saygı tesisi
öğretilmeli. Felsefeyi sevmeden felsefe yapmak veya yapmayı öğrenmek kolay değil. Felsefeyi sevdirecek olan da
felsefe öğretmenlerinin özverili çalışmaları olacaktır. Bu anlamda felsefeciler öğrencileri ders içi gruplamalarla
veya bireysel görevlendirmelerle, münazara, panel, seminer gibi etkinliklerle refl eksif düşünceye aşina hale
getirilmeli. Belirli mekânlara bağlı kalmadan her yerde ve her zaman felsefenin yapılabileceği göz ardı edilmeden
felsefi çalışmalar yaygınlaştırılmalı. Kendi özgün Türkçemizdeki zengin ve engin anlamlarla kalite dünyamıza
felsefi sorgulama mantığını yerleştirmeli ve geçmiş gelecek arasındaki bağlantı ve iletişimi sağlamalıyız. Felsefenin
evrenselliğinin yanında kendi milli felsefemizin gelişimine katkı sağlamalıyız.