Bu çalışma küreselleşme karşıtı hareketlerin sanal iletişim ortamlarını kullanım
biçimlerinin tanımlanmasını amaçlamaktadır. Eleştirel perspektifin medyanın toplumun
her kesiminden olanlara içeriğinde yer vermekte gücünü eşit kullanmadığına yönelik
değerlendirmeleri, toplumsal hareketler, küreselleşme sürecini ele alan farklı yaklaşımlar
ve sanal iletişim ortamlarının kullanımı üzerine yapılan çalışmalar tezin kuramsal
çerçevesini oluşturmaktadır.
Anaakım medyanın temsilinde çeşitli vurgulamalara, dışlamalara yer vermesi ve
anlamlandırma çerçevelerini kullanması karşısında sanal iletişim ortamlarının kullanımına yönelen küreselleşme karşıtı hareketlerin, bu iletişim ortamlarının olanaklarını değerlendiriş biçimleri üzerine odaklanılmaktadır. Çalışmanın alt amaçları küreselleşme karşıtı hareketlerin sanal iletişim ortamlarından hangilerini nasıl kullandığını; hareketlere sağladığı avantajların neler olduğu ve bu avantajlardan hangilerinden ne şekilde yararlanıldığını; bu ortamlara yönelik herhangi bir eleştirel tutumun olup olmadığını, varsa bu eleştirilerin neden kaynaklandığını; hareketlerin üzerinde bu ortamların kullanımıyla meydana gelen dönüşümler ve bunların kullanımlarına ilişkin yapılan gelecek planlarının neleri kapsadığını ortaya koymaktır. Çalışmada bu soruların yanıtlanabilmesi için küreselleşme karşıtı hareketlerin içerisinden 30 Kasım 1999’da Seattle’daki gösterileri düzenleyen örgütler amaçlı olarak seçilmiştir. Bu amaçla üç ayrı araştırma yönteminden yararlanılmıştır. Veriler 25 örgütten oluşan örneklemdeki yer alan örgütlerin web sitelerinden içerik çözümlemesiyle, iletişim sorumlularından yarı yapılandırılmış görüşmeyle ve düzenledikleri etkinliklerden de gözlemlerle toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi sonucunda, küreselleşme karşıtı hareketlerin anaakım medyada yaşadıkları sorunları aşmak açısından sanal iletişim ortamlarını kullanımlarının bazı engellere takıldığı belirlenmiştir. Bu ortamlar her ne kadar demokratik anlatı için açık bir iletişim sistemini sunmakta olsalar da hareketlerin yaşadıkları ekonomik sıkıntılar ve çalışan yetersizlikleri nedeniyle, küreselleşme karşıtı hareketlerin yenilikçi yönlerinden ve örgütler için avantajlı duran özelliklerinden yeterince yararlanılamamaktadırlar.
The study describes the methods of utilization of virtual communication environments
used by anti-globalization movements. The study uses critical theory’s critique of
mainstream media that do not provide equal opportunity to accommodate every segment of the society, researches on social movements, different approaches to globalization andstudies on utilization of virtual communication environments, as a theoretical framework. The study focuses on anti-globalization movements, which incline to utilize means of virtual communication as a result of representation of mainstream media in an exclusive manner with various emphasis and interpretative framework. The purposes of the study are to identify the types of virtual communication environments used by anti-globalization movements, how they are used, the advantages they provide to the movements, how these benefits are utilized, whether there is any critical attitude towards these environments, if there is, what the main reasons are behind these criticisms, transformation over the movements and the content of future plans regarding them. In order to achieve these goals, among various anti-globalization movements, organizations that organized demonstrations in Seattle in November 30th 1999 are chosen. Data is collected from the sample that consists of 25 organizations through the content analysis of their web sites, semi-structured interviews with the communication representatives of the organizations, and observations received during their activities. Based on the results of the analysis, it is found out that the organizations that choose virtual communication environments in order to avoid the problems they encounter with the mainstream media face some difficulties in their utilization of these environments. Even though these virtual environments provide an open communication system for a democratic expression, due to the economic problems and staff shortages that the movements face, it can be concluded that they are not able to employ the environments’ potential advantages and innovative aspects.