Ermeniler, Osmanlı Devleti hâkimiyetinde refah ve huzur içinde yaşayan bir
cemaat iken Batılı devletler ve Rusya’nın kışkırtmaları, misyonerlerin faaliyetleriyle
bağımsızlık düşüncesi etrafında toplanmaya ve bu amaç uğrunda hareket etmeye
başlamışlar. Bu hedeflerini gerçekleştirmek için komite ve cemiyetler aracılığıyla şiddet
olaylarına başvurmuşlardır. Birinci Dünya Savaşı’nda, özellikle Doğu Anadolu’da
meydana gelen şiddet olayları neticesinde devlet zorunlu olarak tedbir alma yoluna
gitmiştir. Bu tedbirlerin en önemlisi 27 Mayıs 1915’te çıkarılan Sevk ve İskân
Kanunu’dur.
Anadolu’nun birçok yerinde örgütlenerek silaha sarılan Ermeniler, Samsun’dan
Trabzon’a kadar olan bölgede büyük ölçüde çetecilik faaliyetleri ile Müslüman halka
büyük zarar vermişlerdir. Özellikle 1895 yılında Trabzon’da cereyan eden olaylar
sonuçları bakımından önem arz etmektedir. Doğu Karadeniz’deki Ermeniler, ilk etapta
Sevk ve İskân Kanunu’nun kapsamı dışında kalmışlardır. Ancak 1915 Şarkikarahisar’da
yaşanan Ermeni isyanı, kanun kapsamının genişletilmesine ve Trabzon, Giresun, Ordu,
Canik (Samsun) havalisindeki Ermenilerin göç ettirilmesine neden olmuştur. Yapılan
göç hükümet tarafından belirlenen kurallara göre uygulanmış ve kişilerin inisiyatifine
bırakılmamıştır. Trabzon valisi Cemal Azmi Bey Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki
Ermeni sevkini yöneten ve uygulayan en yetkili kişidir. Ayrıca Trabzon Amerikan
Konsolosu ve Samsun Amerikan Konsolosu sevkiyatı başından itibaren izlemişlerdir.
Aynı şekilde Amerikalı ve Alman misyonerler de hem Ermenilerin sevkine eşlik etmiş
hem de sevk boyunca ve sonrasında Ermenilere yardımlarda bulunmuşlardır. Üç ana
bölümden oluşan bu çalışmada; Trabzon merkez sancağı, Ordu ve Giresun kazaları ile
Canik (Samsun) mutasarrıflığından yapılan Ermeni göçleri incelenmiştir.,
While the Armenians were a community living in welfare and peace under the
rule of Ottoman Empire, they had began to gather under idea of independence and they
began to act for this purpose, with the provacations of Western states and Russia. They
resorted to violence through committees and associations in order to achieve these
goals. İn the WWI. Ottoman Empire took some necessarily precautions in consequence
of violence events in Anatolia, especially in Eastern Anatolia. The most important of
this precautions is Dispatch and Settlement Law which was issued on 27 May 1915.
Armenians, who were organized in many parts of Anatolia and armed, they
caused great damage to the Muslim population with large scale gang activities in the
region from Samsun to Trabzon. Especially the events in Trabzon in 1895 give
importance in terms of results. At first, the Armenians who lived in Eastern Blacksea
were excluded from Dispatch and Settlement Law. However, the Armenian rebellion of
Şarkikarahisar in 1915 caused to extensioning of the law. In consequence of this
rebellion, Ottoman Empire was obliged to immigrate Armenians who was living in
Trabzon, Giresun, Ordu, Canik (Samsun). Dispatch and Settlement Law was
implemented according to the rules set by the government and it was not left to the
initiative of the officers. Cemal Azmi, who was governor of Trabzon, was the most
authoritative person carrying out replacing Armenians in Eastern Blacksea Region. On
the other hand, American Consul of Trabzon and American Consul of Samsun
monitored replacing Armenians since it had begun. Likewise, American and German
missionaries not only monitored replacing but also they helped Armenians during and
after the replacing process. In this study which is consisting of three main parts, it is
examined Armenian migrations from central sanjak of Trabzon, Ordu’s and Giresun’s
townships, Canik (Samsun) sanjak.